Türkiye, 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen depremlerin yaralarını sarmaya çalışırken, iktidarın deprem bölgesinde vergi toplama çabasına yönelik sert eleştiriler gündeme gelmiştir. Resmi verilere göre, bu felakette 53 bin 537 vatandaş hayatını kaybetmiş, 107 bin 213 kişi ise yaralanmıştır. Bu trajik olayın üzerinden çok geçmeden, iktidar mücbir sebep halini sona erdirmek amacıyla adımlar atmıştır. Nedim Türkmen, SÖZCÜ gazetesindeki köşe yazısında bu durumu eleştirmiş ve iktidarın ‘asrın vicdansızlığı’ olarak nitelendirdiği bu eylemden geri adım atmasını istemiştir.
İki yıl geçmeden, yani 30 Kasım 2024’te, deprem bölgesinde mücbir sebep halinin kaldırılması kararı alınmıştı. Bu karar, depremden etkilenmiş olan küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik ciddi bir sorun yaratmıştı. 2022 yılı sonu itibarıyla cirosu 2.5 milyon liranın altında olan işletmeler için bu durum, 31 Mayıs’a kadar uzatılmıştır. İlgili karar ile Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya ve Gaziantep’in İslahiye ve Nurdağı ilçelerindeki bazı mükelleflere mücbir sebep halinin sürmesi sağlanmıştır. Türkmen, 23 Ekim 2011’deki Van Depremi sonrası bölgede mücbir sebep halinin 6 yıl boyunca devam ettiğini hatırlatarak, mevcut durumun adaletsizliğine yönelik eleştirilerini desteklemiştir.
Türkmen, tarihi depremlerden örnekler vererek durumu daha iyi açıklığa kavuşturmaktadır. Özellikle, 17 Ağustos 1999 tarihindeki Gölcük merkezli deprem sonrasında özel yasalar çıkarıldığını ve bu yasalarla depremzedelerin borçlarının silindiğini vurgulamıştır. Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek’in, 2024 yılı itibarıyla ödenmemiş vergi ve cezaların sadece yüzde 88.8’inin tashil edilemediğini açıklaması, Türkmen tarafından önemli bir eleştiri konusu olmuştur. Türkmen, “Maliye kendi alacağını tashil edemiyor ama depremzedenin tepesinden inmiyor” diyerek, hükümetin tutumunu eleştirmiştir.
1 AY ÖNCE MANŞETE TAŞIDIK
SÖZCÜ gazetesi, 14 Aralık 2024 tarihinde ‘Asrın vicdansızlığı’ manşetiyle bu konuyu ele almış ve depremzede mükelleflerin vergi borçlarını ödemek zorunda kalması gerektiğini eleştirmiştir. Haberde, yaşamını kaybeden ya da evini, iş yerini kaybeden vatandaşların, hükümet tarafından daha fazla zor durumda bırakılmasının yanlış olduğuna dikkat çekilmiştir. Bu durumu topluma duyurmak ve adalet arayışını desteklemek amacıyla, SÖZCÜ gazetesi önemli bir rol üstlenmiştir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin bu zorlu döneminde hükümetin uygulayacağı politikalar ve toplum üzerindeki etkileri, sıkça tartışılan konular arasında yer almaktadır. Vergi ve diğer mali yükümlülükler konusunda adaletin sağlanması, iktidarın vaadi kadar, toplumsal bir gereklilik haline gelmiştir. Nedim Türkmen ve SÖZCÜ’nün bu konudaki eleştirileri, sadece mevcut durumun rahatsız ediciliğini ortaya koymakla kalmıyor, aynı zamanda depremzede vatandaşların haklarının korunmasına yönelik bir mücadelenin de partisi olmuştur. Gözler şimdi hükümetin alacağı kararlar üzerinde yoğunlaşmıştır.