**İKTİDARIN İSRAİL TEHDİDİ İLE ALDIĞI YENİ TEDBİRLER ÜZERİNE TARTIŞMALAR**
Son günlerde ülkemizi sarsan İsrail tehdidi iddialarıyla birlikte iktidar tarafından alınan yeni kararlar, halk üzerinde büyük bir endişe yarattı. İddialara göre, İsrail’in Türkiye’yi hedef aldığı haberi ortaya atıldı ve bu durum Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarıyla daha da arttı.
Muhalefet, bu iddiaların dayanağının net olmadığını belirterek, iktidarın somut bir bilgiye sahip olmadığını açıkladı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, dış politika konusunda yapılan açıklamaların yetersiz olduğunu ifade ederken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomi konusundaki manipülasyonları eleştirdi.
Bu gelişmelerin ardından TBMM’ye sunulan yeni kanun teklifi ile Savunma Sanayi Destekleme Fonu’na kaynak sağlanması hedeflendi. Ancak, bu teklif kapsamında kredi kartlarına getirilen yeni düzenlemeler dikkat çekti. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi verilerine göre, 100 bin liranın üzerinde limiti olan 62 milyon kredi kartının bulunduğu belirtildi. Yapılacak düzenlemeyle her bir kredi kartından 750 lira alınarak savunma sanayisine aktarılacak.
Bu yeni uygulama sosyal medyada “limit vergisi” olarak adlandırılırken, iktidarın 70 milyar liralık kaynak yaratmayı hedeflediği belirtildi. Ancak, halkın ekonomik zorluklar içinde olduğu bir dönemde alınan bu kararlar tartışmalara yol açtı.
Güvenlik endişeleri ise seçmen davranışlarını nasıl etkilediği konusu da gündemdeki yerini koruyor. Yapılan araştırmalar, dış tehditlerin hükümete destek artışına, iç tehditlerin ise desteğin azalmasına yol açtığını gösteriyor. Bu durum, olası bir İsrail tehdidinin seçmenleri iktidar etrafında kenetleyebileceği ihtimalini ortaya koyuyor.
Sonuç olarak, hükümetin gündeme getirdiği güvenlik endişeleri ve alınan kararlar toplumda korku ve kaygı yaratırken, bu durumun nasıl okunması gerektiği üzerinde tartışmalar devam ediyor. Korkunun toplumu kontrol etme gücüne sahip olduğu düşüncesinden yola çıkarak, devletin üzerindeki kontrolü artırma çabaları da göz ardı edilmemelidir.