Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yayınlanan “Karlar ve Yoksulluk: Zorla çalıştırmanın ekonomisi” başlıklı rapora göre, özel ekonomide zorla çalıştırmadan elde edilen yasa dışı kazançlar, 2021 yılında toplamda 236 milyar doları buldu. Bu rakamın 2014’e göre %37 arttığı belirtildi. 236 milyar dolarlık kar, insanların ödenen ücret ile hak ettikleri ücret arasındaki farkı ifade ederken, bu karın %73’ünün zorla fuhuştan gelmesi dikkat çekici bir durum olarak öne çıktı. Rapora göre, kardaki artış, etkilenen kişi sayısının artmasından ve kişi başına düşen karın yükselmesinden kaynaklandı.
Zorla çalıştırma ile elde edilen yasa dışı kazançların en yüksek olduğu bölge 84 milyar dolar ile Avrupa ve Orta Asya oldu. Bu bölgeyi sırasıyla 62 milyar dolar ile Asya ve Pasifik, 52 milyar dolar ile Amerika ve 20 milyar dolar ile Afrika takip etti. Mağdur başına düşen yıllık yasa dışı kazançlara bakıldığında, en yüksek kazanç yine Avrupa ve Orta Asya’da elde edilirken, Arap devletleri de kazanç açısından önemli bir yerde bulunuyor. ILO, sömürüye açık sektörlerin daha iyi denetlenmesi gerektiğini vurgulayarak, sömürücülerin hesap verebilir olması gerektiğini belirtti.
ILO Genel Direktörü Gilbert Houngbo, konuyla ilgili yaptığı açıklamada zorla çalıştırmanın yoksulluk ve sömürüyü devam ettirdiğini belirtti. Houngbo, durumun daha da kötüye gittiğine dikkat çekerek uluslararası toplumun bu adaletsizliğe son vermek için acil harekete geçmesi gerektiğini vurguladı.
Raporda, zorla çalıştırma konusunda yapılan araştırmaların ve verilerin önemi üzerinde duruldu. Sömürünün engellenmesi, insan haklarının korunması ve adaletin sağlanması için uluslararası toplumun bir araya gelerek ortak politikalar oluşturması gerektiği belirtildi. Ekonomik açıdan güçsüz ve savunmasız kesimlerin korunması ve desteklenmesine dikkat çekilen raporda, zorla çalıştırma ile mücadelede uluslararası işbirliğinin önemli olduğu vurgulandı.
Sonuç olarak, zorla çalıştırmanın ekonomik ve insan hakları açısından olumsuz etkileri olduğu ve bu konuda etkili politikalar geliştirilmesi gerektiği vurgulandı. Uluslararası toplumun bu konuda ortak bir çaba göstererek sömürüye son vermesi ve adaletin sağlanması için harekete geçmesi gerektiği belirtildi.