Ekrem İmamoğlu Tutuklama Süreci

Ekrem İmamoğlu ve Yolsuzluk İddiası

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yapılan “yolsuzluk” operasyonları kapsamında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, 19 Mart 2025 tarihinde gözaltına alındı. 23 Mart 2025 tarihinde ise tutuklandı. İmamoğlu’nun tutuklanması, İBB’ye yönelik yürütülen “yolsuzluk” soruşturmasının bir parçası olarak gerçekleşti. İmamoğlu, “ihaleye fesat karıştırma”, “kişisel verileri kaydetme”, “rüşvet” ve “örgüt kurma” gibi suçlamalarla karşı karşıya kaldı ve bu nedenle Silivri Cezaevi’ne gönderildi.

İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından İçişleri Bakanlığı kararıyla İBB Başkanlığı görevinden de uzaklaştırıldı. Bu süreçte, İmamoğlu, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı bir paylaşımda, kendisine yöneltilen suçlamalardan ve yaşanan bu siyasi baskılardan bahsederek açıklamalarda bulundu.

İmamoğlu’nun Açıklamaları

İmamoğlu, paylaşımında şu ifadeleri kullandı: “Helal oylarla kazandığımız seçimlere çökmeye çalıştınız olmadı. 31 yıllık diplomaya çöktünüz olmadı. Kazanamadığınız belediyelere Ankara’dan kayyım atayıp çökmeye çalıştınız olmadı. İnançlı bir insanın asla tevessül etmeyeceği biçimde milletin malına, mülküne, şirketine çöktünüz, o da olmadı.” Bu sözlerle İmamoğlu, kendisine yönelik gerçekleştirilen baskıları ve yolsuzluk suçlamalarını sert bir dille eleştirdi.

İmamoğlu, devamında, “Panikle yaptığınız her iş dönüp sizi vuracak… Hiç beklemiyordunuz ama bu büyük millet uyandı. Ne yaparsanız yapın, er ya da geç bu aziz millet sizi sandığın en dibine gömecek. Milletin malına mülküne çökenler, ailelerine kötü söz söyleyenler kendi tuzaklarında boğulacak.” diyerek, halkın iradesine ve azmine vurgu yaptı.

Savcılığın İddiaları ve İmamoğlu’nun İfadesi

İmamoğlu’nun savcılığa verdiği 121 sayfalık ifadesinin büyük bir bölümü, kendisine yöneltilen suçlamaların sorgulanmasına yönelik oldu. İmamoğlu, burada “muhatap almıyorum, burada bulunmamın sebebi siyasi müdahale modelidir” diyerek, suçlamaların siyasi bir komplo olduğunu savundu. Ayrıca, yaptığı açıklamalarda “Benim mal varlığım bir yüzükle yola çıkılan uydurma siyasi yaşam hikâyelerine benzemez!” dedi.

Savcılığın suçlamalarının bir parçası olarak, İmamoğlu’nun “terör” suçlaması nedeniyle serbest kalmasının kayyım atanması sürecini etkileyeceği görüşü ifade edildi. İmamoğlu’nun ifadesinde, “Kasti bir pusu stratejisi” olduğunu belirtti ve suçlamaları reddetti. İmamoğlu, “Altı yıl önce kul hakkı yiyen kişi ve şürekâsı, milletin iradesini gasbetmeye devam etmektedir!” ifadesiyle, kendisine yönelik suçlamaların adaletle bağdaşmadığını öne sürdü.