İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı 19 Mart tarihi, Türkiye’nin ekonomik piyasalarında önemli değişimlerin başladığı bir dönüm noktası oldu. İmamoğlu ve 105 diğer kişi hakkında yolsuzluk ve terör suçlamalarıyla başlatılan bu soruşturmaya ilişkin haberler, piyasalarda ciddi hareketlenmelere neden oldu. Özellikle döviz kurunda ve borsa endekslerinde gözlemlenen sert dalgalanmalar, yatırımcılar ve ekonomi uzmanları için alarm zilleri çaldırdı.
Döviz kurları üzerindeki baskılar oldukça belirgin hale geldi. Önceki hafta 36,57 lira seviyesinde kapanan dolar/TL, gözaltı haberlerinin ardından ani bir sıçrama göstererek resmi rakamlarda 41,53 liraya yükseldi. Kapalıçarşı’da ise doları görerek tarihi zirvelere yerleşti; bu süreçte 42,00 lira seviyesine ulaştı. Aynı dönemde Euro da 45 liranın üzerine çıkarak önemli bir artış kaydetti. Bu durum, yatırımcıların endişelerini daha da artırdı ve döviz piyasalarında spekülatif hareketlerin güçlenmesine sebep oldu.
NE KADAR DÖVİZ SATTI?
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), döviz kurlarındaki bu ani artışı baskılamak amacıyla rezervlerinde müdahalede bulundu. Ülkenin döviz rezervlerini koruma çabaları doğrultusunda Merkez Bankası’nın 19 Mart’ta 12 milyar dolarlık bir döviz satışı gerçekleştirdiği bilgisi, İngiltere’nin seçkin ekonomi yayını Financial Times tarafından yayımlandı. Bu müdahale, piyasalara güven vermek amacıyla atılmış bir adım olarak değerlendiriliyor.
Ayrıca TCMB Para Politikası Kurulu, 23 Mart’ta beklenmedik bir toplantı düzenleyerek önemli kararlar aldı. Gecelik vadede borçlanma faiz oranını 200 baz puan artırarak yüzde 46 seviyesine çıkardı. Bu durum, enflasyonla mücadele ve döviz kurlarını kontrol altında tutma çabalarının bir parçası olarak yorumlanıyor. Ancak yüksek faiz oranları, ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilir ve borçlanma maliyetlerini artırabilir.
BORSADA SON DURUM
İstanbul’daki borsa endeksi, gözaltı haberlerinin etkisiyle büyük bir düşüş yaşadı. 19 Mart’ta açılış yapan BIST 100 endeksi, önceki gün 10.802 puanla kapanmıştı. Ancak endeks, bu haberlerin ardından günü yüzde 8,79 kayıpla 9.853,01 puanda kapattı. Borsa’daki ciddi çöküş, özellikle 21 Mart tarihinde devam etti ve gün içindeki işlem sırasında BIST 100 Endeksi 9 bin puanın altını test etti. Hafta boyunca en sonunda yüzde 7,81 kayıpla 9.044,64 puanda haftayı tamamladı. Bu tür dalgalanmalar, piyasa yatırımcılarının güvenini ciddi şekilde sarstı.
Söz konusu süreçte, Borsa İstanbul’da iki kez devre kesici uygulandı. Bankacılık endeksi ise haftalık bazda yüzde 26’yı aşan bir düşüş yaşadı. Bu, son yılların en büyük kayıplarından biri olarak tarihe geçti ve finansal sistemin kırılganlığını gözler önüne serdi. Bu tür büyük kayıplar, yatırımcıların pozisyonlarını yeniden değerlendirmesine yol açtı.
RİSK PRİMİ ZİRVEDE
Yaşanan gelişmeler, Türkiye’nin risk priminde de önemli bir artışa neden oldu. Türkiye’nin beş yıllık CDS oranı, 18 Mart tarihinde 255 seviyesinde bulunuyordu. Ancak Cuma gününe gelindiğinde bu oran 328 puana fırladı. Mart 2024’teki yerel seçimlerden bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaşan risk priminin artışı, yatırımcıların Türkiye’deki siyasi ve ekonomik belirsizliklere karşı duyduğu end