İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik başlatılan bir operasyon sonucunda tutuklanan Ekrem İmamoğlu, bugün İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak. İmamoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i hedef gösterdiği iddiasıyla açılan davada savunma yapma fırsatı bulacak. Dava, akıllara bir dizi güvenlik önlemleri alınmasını da getirdi. Mahkeme duruşması Marmara Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi içerisindeki duruşma salonunda gerçekleştirilecek. Eğilmez güvenlik tedbirleri alanında ise, duruşma öncesi Marmara Ceza İnfaz Kurumları çevresinde artan güvenlik önlemleri dikkat çekti.
Güvenlik önlemleri çerçevesinde, jandarma köpekleri de duruşma alanında hazır bekletilirken, araç girişleri kontrollü bir şekilde sağlandı. Duruşma salonunun karşısında beklemelere de izin verilmediği öğrenildi. Bu durum, davanın siyasi bir boyutta ele alınan yönlerinin ne kadar hassas olduğunu gösteriyor. İmamoğlu’nun karşı karşıya olduğu suçlamalar, ‘kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret’, ‘tehdit’ ve ‘terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek’ başlıkları altında toplanmakta. Bu suçlamalar için İmamoğlu’na toplamda 2 yıl 8 aydan 7 yıl 4 aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
İmamoğlu hakkında başlatılan soruşturma ise 20 Ocak 2023 tarihinde gerçekleşen “Yargının Siyasallaşması” konulu panelde sarf ettiği sözler nedeniyle açılmıştır. Bu panelde İmamoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik eleştirilerde bulunmuş ve kendisine yönelik soruşturmalarda siyasi bir tavır sergilendiğini iddia etmiştir. Bu durum, İmamoğlu ile hukuk sisteminin diğer parçaları arasındaki gerilimi daha da artırmıştır.
Ekrem İmamoğlu’nun Başsavcı Gürlek’i hedef alan açıklamaları oldukça sert ve dikkat çekiciydi. İmamoğlu, başsavcıya hitap ederken “Bak başsavcı sana söylüyorum. Sana hiçbir faydamız olmaz senin zihnin çürümüş de…” ifadelerini kullanmış ve bu tür bir söylem ile bir tehdit oluşturmuştu. İmamoğlu, daha sonraki sözlerinde, “Biz var ya senin evlatlarını bile bu muamelelerden kurtarmak için seni yöneten aklı bu milletin zihninden söküp atacağız,” şeklinde ifadelerle sürece dahil olmuştu.
Bu tehlikeli ifadeler, İmamoğlu’nun yalnızca bir siyasetçi olarak değil, aynı zamanda bir sosyal lider olarak konumunu sorgulatan bir portre çizerken, bu sözlerinin sonucunda Başsavcı Gürlek’i ve ailesini tehdit etme iddiasıyla soruşturmaya tabi tutulmasına neden olmuştur. Özellikle ülkemizdeki hukuki çerçeve içerisinde bu türden yorumların büyük yaptırımları olabileceği düşünülmektedir.
Ekrem İmamoğlu’nun, İstanbul’daki siyasi ve sosyal durumu dikkat çekici hale getiren bu tartışmalar, aynı zamanda ülkedeki yargı bağımsızlığı ve siyasetin etkisi üzerine de yeni tartışmalar başlatmıştır. Ülkenin sosyal yapısında etkili olan bu meseleler, sadece mevcut siyasi figürlerin itibarını değil, aynı zamanda toplumdaki güven duygusunu da sarsmakta ve derin sosyal yaralar açabilmektedir. Özellikle bu tür soruşturmaların halk arasında nasıl algılandığı, önümüzdeki dönemlerde siyasi atmosferde belirleyici bir unsur haline gelebilir.
Sürecin ilerleyişi ve mahkeme sonuçları, sadece İmamoğlu için değil, aynı zamanda İstanbul’daki yerel yönetim ve mevcut hükümet için de kritik bir dönüm noktası olma potansiyelini taşımaktadır. İmamoğlu’nun durumunun, Türkiye’deki diğer siyasi figürler üzerinde nasıl bir etki yaratacağını veya yaratmayacağını, ilerleyen günlerde göreceğiz. Ancak bu türden durumların toplumsal gerginliklerin tırmanmasına neden ol
