Ekrem İmamoğlu’nun İBB Yönetimi

Ekrem İmamoğlu 6 Yılda İBB’yi Borca Batırdı!

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2019 yılında göreve geldiğinden beri sıkça gündeme geliyor. Ancak bu süre zarfında İBB’nin mali durumu hakkında ortaya çıkan veriler, kamuoyunu düşündürecek nitelikte. Özellikle borç miktarının artışı, İmamoğlu’nun yönetim tarzının tartışılmasına neden oluyor. Bu yazıda İmamoğlu’nun İBB üzerindeki etkilerini ve borçluluk durumunu detaylı bir şekilde ele alacağız.

Ekrem İmamoğlu, 2019 yerel seçimlerinde CHP’nin adayı olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Seçim süreci boyunca yaptığı vaatlerin yanı sıra, belediyeyi şeffaf bir şekilde yönetme sözü vermişti. Ancak başkanlık sürecinin başlarında yaşanan ekonomik kriz ve pandemi süreci, İBB’nin mali yapısını olumsuz yönde etkiledi. 2023 itibarıyla İBB’nin toplam borcu, göreve geldiği tarihteki borç miktarının oldukça üzerine çıktı.

İBB’nin Borç Durumu

2019 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin borcu 201 milyon Türk Lirası (TL) seviyesindeydi. Ancak bu rakam, İmamoğlu’nun başkanlığa gelmesinin ardından hızla yükselmeye başladı. 2023 sonu itibarıyla İBB’nin borcunun yaklaşık 4 katına çıktığı ve 744 milyon TL seviyelerine ulaştığı bildirildi. Bu durum, hem eleştirmenlerin hem de destekçilerin dikkatini çekti.

Ekonomik krizin etkileri ve yüksek enflasyon oranları, İBB’nin gelirlerini olumsuz şekilde etkilemiş durumda. İmamoğlu yönetimi, borç miktarını azaltmak için çeşitli mali politikalar izlemeye çalıştı. Ancak, gelir ve gider dengesi sağlamakta zorlandığı gözlemleniyor. Bu süreç, İBB’nin çeşitli hizmetlerini aksatmadan sürdürme çabalarıyla birlikte devam etti.

Yönetim Tarzı ve Stratejiler

Ekrem İmamoğlu, görev süresi boyunca altyapı yatırımlarına ve sosyal hizmetlere önem verdi. Ancak bu yatırımların finansmanı, artan borç yükü ile sıkı bir şekilde ilişkilendiriliyor. İBB, özellikle ulaşım ve sosyal yardımlarla ilgili projelere odaklanmışken, artan borç miktarı bu projelerin sürdürülebilirliğini sorgulattı.

İmamoğlu yönetimindeki İBB, İstanbul’un yoğun trafik problemini çözmek için yeni ulaşım projelerine ve sistemi modernize etmeye yönelik adımlara yöneldi. Ancak, finansmana dayalı bu projelerin uzun vadeli etkileri hakkında birçok soru işareti var. İstanbul’daki yoğun nüfus ve göç, bu tür yatırımların gerekliliğini artırırken, elde edilen gelirlerin borcun nasıl yönetileceği konusu üzerinde durulması gereken bir yer haline geldi.

Borç Yönetimi ve Şeffaflık

İBB’nin borç yönetimi konusu, İmamoğlu’nun şeffaflık vaatleri ışığında gerçekten sorgulanıyor. Yönetimin, borçlanma ve kaynak yaratma stratejileri, muhalefet tarafından eleştiri oklarına maruz kalıyor. İMKB’ye yaptığı açıklamalarda, başka şehirlerle karşılaştırıldığında İstanbul’un borç düzeyinin normal göründüğünü savunan İmamoğlu, yerel yönetimlerin bu tür borçlanmalarının sıkça yaşandığına dikkat çekti.

Ancak, kritik nokta, İstanbul gibi büyük bir metropların yönetiminin ne kadar sürdürülebilir olduğudur. Ekrem İmamoğlu’nun “borcu yönetebilme” becerisi, gelecekteki gelişmelerle daha iyi anlaşılacak. Şu anki durum, sadece bir mali tablo değil, aynı zamanda şehirdeki sosyal hizmetlerin geleceğini etkileyen bir göstergedir.