Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, ifade vermek üzere İstanbul Adliyesi’ne gideceğini duyurmasının ardından, binlerce vatandaş İstanbul’un Çağlayan bölgesinde, adliye önünde toplandı. Bu buluşma, birçok kişinin İmamoğlu’na olan desteğini göstermek ve onu yalnız bırakmamak amacıyla bir araya gelmesini sağladı.
İmamoğlu’nun adliye önündeki konuşmasını dinlemek isteyen vatandaşlar, polis engeliyle karşılaştı. TOMA’lar ve biber gazı ile önlem alan güvenlik güçleri, kalabalığı dağıtmak için çeşitli önlemler aldı. Ancak buna rağmen, çok sayıda kişi otobüsün yanına ulaşmayı başardı ve İmamoğlu’na olan desteklerini dile getirdi. Bu süreçte, duygusal anlar yaşandı ve vatandaşlar kendilerini ifade etme fırsatı buldu.
Kalabalığın içindeki vatandaşlardan biri, Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın birlikte poz vermesi karşısında hissettiği mutluluğu paylaştı. “Gazdan korkmuyoruz, gazla bizi korkutamazlar” diyerek, yaşanan zorlukların üstesinden geleceklerini vurguladı.
‘TÜRKİYEMİZİ BATIRDI’
Aynı zamanda, kalabalığın içinden ANKA muhabirinin kameralarını gören bir başka vatandaş, kendisini ifade etmek için mikrofonu eline aldı. Bu kişi, Karadeniz şivesiyle “İnsanlık bölücülük müdür?” sorusunu yöneltti. Yaşlı bir kadın olarak, sağlık sisteminin kötüye gittiğini, adaletin kaybolduğunu anlatarak derdini paylaştı.
“Bir ekmeğe muhtaç olduk, çöplerden topluyoruz. Allah’ı sevmek bu mudur?” diyerek, yaşadığı zorlukları dile getirdi. Duygusal bir şekilde, “Daha çok konuşacak şeyim var da, sinirden tutuldum, tıkandım, konuşamıyorum. Türkiyemizi batırdı, çoluk çocuğumuzu perişan etti” dedi.
Böylece, vatandaşların hem bireysel hem de toplumsal olarak yaşadıkları sorunlar, İstanbul Adliyesi’nde İmamoğlu’nun ifade vermesi etrafında şekillenen bu toplanmada bir kez daha gözler önüne serildi. İmamoğlu’nun durumu ve etrafında gelişen olaylar, toplumsal bir hareketliliğin ve adalet arayışının simgesi haline geldi.
İstanbul’da gerçekleşen bu olay, sadece bir yerel liderin karşılaştığı zorlukları değil, aynı zamanda halkın içinde bulunduğu sıkıntıları da su yüzüne çıkardı. Vatandaşlar, ekonomik zorlukların ve adalet sisteminin çöküşünün etkilerini hissederek, bu sıkıntılara karşı duruş sergilemek adına bir araya geldiler. Hem Ekrem İmamoğlu’na olan desteklerini dile getirmek amacıyla hem de kendi seslerini duyurmak adına bu topluluk, İstanbul’un önemli sembollerinden biri haline geldi.
Sonuç olarak, İstanbul Adliyesi önündeki bu büyük toplanma, vatandaşların yönetimden beklentilerini ve daha iyi bir yaşam koşulu talebini ifade ettikleri bir platforma dönüştü. Ekrem İmamoğlu’nun durumu, adalet arayışı ve kamuoyundaki endişeler, toplumsal bir bilincin şekillenmesine yardımcı oldu. Bu olay, aynı zamanda Türkiye’deki siyasi dinamiklerin ve halk hareketlerinin nasıl gelişebileceğine dair önemli ipuçları taşıyor.