İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 105 şüpheliye yönelik gerçekleştirilen terör ve yolsuzluk operasyonu için emniyetteki ifade alma işlemleri tamamlandı. İmamoğlu’nun ifadesi de merakla bekleniyordu ve bu süreçte alınan ifadelerin detayları gün yüzüne çıktı. İmamoğlu’nun ifade süreci, birçok tartışmalı soruyla doluydu.
İmamoğlu, ifadesinin başında 18 sayfa uzunluğunda bir ifade verdi. Bu ifadeler arasında “Ehliyetiniz var mı? Bugüne kadar hiç pasaport aldınız mı? Yurtdışına legal veya illegal yollarla çıktınız mı?” gibi sorular da yer aldı. Bu sorular İmamoğlu’nu kızdırdı. Üzerine, “Yurt dışına defalarca çıktım, ancak ‘illegal yollardan çıktınız mı?’ sorusunu 16 milyon İstanbullunun belediye başkanına sormak, en üst seviyede bir ahlaksızlık ve kasıtlı bir durumdur” dedi.
İmamoğlu’na ayrıca Azad Barış’ı tanıyıp tanımadığı soruldu. Cevap vermeden önce diğer soruları incelemek istediğini belirten İmamoğlu, bazı sorularda dikkat çekici bir yaklaşım sergiledi. Bir diğer soru, “Kent uzlaşısı ne anlama gelmektedir? Ne zaman, ne amaçla kuruldu?” şeklindeydi ve İmamoğlu, bu soruya en uzun cevabını verdi.
İmamoğlu, “Kent Uzlaşısı”, DEM partisi söylemi olduğunu biliyorum diyerek, istatistiksel verilere de değindi. 2024 yerel seçimleri için İstanbul’da DEM partisinin Büyükşehir Belediye Başkan adayı çıkardığını belirten İmamoğlu, buna rağmen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul ve birçok ilde Türkiye İttifakı söylemiyle hareket ettiğini vurguladı. Ayrıca, listelerde her partiden isimlerin yer aldığını ifade etti.
İmamoğlu, ilçelerdeki seçim kurullarının seçilme hakkına sahip olmayan kişileri listelerden çıkardığını belirtti ve bu durumun bazı kişilerin 2022 yılı sıralarında tespit edilmiş olmasının ardından 2024 listelerinde neden bulunduğunu sorguladı. “Bu bir kasıtlı itibarsızlaştırma sürecidir” diyerek, yaşananları kendine yönelik siyasi bir müdahale olarak değerlendirdi. Devlet memurlarının da bu işlemlerden etkilendiğini sözlerine ekledi.
İmamoğlu’na, Kent Uzlaşısı kapsamında işe alınan 18 kişinin terör geçmişleri olduğu hatırlatılarak, bu kişilerin meclis üyesi olarak gösterilmesinin kim veya kimler tarafından sağlandığı ve bu şahıslarla ilgili herhangi bir bilgiye sahip olup olmadığı soruldu. İmamoğlu, “Önceki soruda cevapladığım gibi, Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) bildirilen listelerde bu isimlerin bulunduğunu ifade ettim. YSK’nın bu kişileri tespit etmemesi ve ardından soruşturmaların başlatılması, siyasi bir müdahalenin göstergesi” şeklinde cevap verdi. Ayrıca, CHP’nin geçmişte üye olmuş birçok ismin Türkiye İttifakı kavramıyla listelerde temsil edildiğini de belirtti.
İmamoğlu, belediyenin bağlı olduğu 39 ilçede 1500’e yakın meclis üyesinin kimlerle iltisaklı olduğu konusunda detaylı bilgi veremeyeceğini de kaydetti. Soruşturmanın nedenleri ve süreçleri konusunda sahip olduğu bilgilerle sınırlı kaldığını dile getirdi. Bu durum, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin siyasi gündemine dair önemli tartışmalara neden oldu.
Sürecin doğasında barındırdığı siyasi çekişmeler ve ifade alma işlemleri, kamuoyunda geniş yankı buldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yönetimindeki siyasi dengelerin yanı sıra, yapılan sorgulamalar ve ortaya çıkan bilgiler, Türkiye’nin siyasi atmosferinde önemli bir yer edinmektedir. İmamoğlu’nun yaşanan bu süreçteki tavrı, hem belediye çalışanları hem de İstanbul halkı için dikkate değer bir durum olarak öne çıkıyor.
Özellikle son zamanlarda gündeme gelen terör suçlamaları ve ifadesinin içeriği, toplumda pek çok huk
