İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, belediyede gerçekleştirilen konserlerin ödemeleri hakkında başlatılan incelemelere dair önemli açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, bu süreçte kendisine yönelik bir “itibar suikastı” gerçekleştirildiğini öne sürerek, bu tür iddialara karşı net bir duruş sergiledi ve “Bizim kimseden korkumuz yok. Teftiş edilmekten onur duyarız” şeklinde ifade etti.
Başkan İmamoğlu, özellikle bu tür soruşturmalara maruz kalmanın kendisi için bir sorun olmadığını belirtti. “Yıllardır idmanlıyım ben, vız gelir tırıs gider” diyerek, yaşadığı durumun kendisini yıpratamayacağını vurguladı. Kritik bir soruya da yanıt veren İmamoğlu, karşıt görüşteki siyasi gruplara hitaben, “Mansur Yavaş’ı (Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı), İstanbul’u ne kadar denetlediniz? Kendi partilerinizin belediyelerini ne kadar denetlediniz?” diye sordu.
Ekrem İmamoğlu, bu eleştirilerini daha da ileri götürerek, yıllara göre yapılan denetimlerin verilerini talep etti. “Eğer eşitse görevi bırakacağım” ifadesini kullanarak, kendisine yöneltilen bu incelemelerin tarafsız bir şekilde yapılmasını istedi. İmamoğlu, insanların Cumhuriyet Bayramı’nda bir araya gelerek gösterdiği coşkuya dikkat çekerek, “Biliyorum neye kızdığınızı, Cumhuriyet Bayramı’nda coşkuyla bir araya gelen insanları görünce bunlara bir şey oluyor,” dedi.
İmamoğlu’nun bu açıklamaları, siyasi arenada tartışmaları da beraberinde getirdi. Özellikle yerel hükümetlerin denetim süreçleri ve bu denetimlerin siyasi yelpazedeki etkileri üzerine yürütülen tartışmalar daha da derinleşti. İmamoğlu’nun kendisine yönelik eleştirileri yanıt vermesi, belediyenin faaliyetlerine yönelik şeffaflık taleplerinin hız kazanmasına sebep oldu. Bu bağlamda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçmişte gerçekleştirdiği etkinlikler ve bu etkinliklerle ilgili mali süreçlerin de aydınlatılması gerektiği iddiaları öne çıktı.
Sonuç olarak, Ekrem İmamoğlu’nun açıklamaları, sadece konserlerin ödemeleri ile sınırlı kalmayıp, genel olarak yerel yönetimlerin denetim süreçlerine dair bir sorgulamayı da beraberinde getirmektedir. İmamoğlu’nun, “Bizim kimseden korkumuz yok” ifadesi, zorlu bir süreçte bile güçlü bir duruş sergileme çabasını yansıtmaktadır. Bunun yanında, siyasi rekabetin nasıl geliştiği ve taraflar arasındaki denetim anlayışının ne şekilde evrileceği ise önümüzdeki dönemde daha fazla dikkat çekebilir.