Ekrem İmamoğlu’nun Diploması ve Yasin Çetin’in İlişkisi
Ali Macit tarafından kaleme alınan bu yazıda, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptaline ilişkin hazırlanan raporun arka planındaki önemli bir detay ortaya çıkmıştır. Bu raporu hazırlayan akademisyenlerden biri olan Doç. Dr. Yasin Çetin’in, Türkiye’deki iktidar partisi olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile olan bağlantıları dikkat çekmektedir.
Doç. Dr. Yasin Çetin, daha önce Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nde ‘danışman’ olarak atanmıştır. Çetin, 3 Haziran 2020 tarihinde bu göreve gelirken aynı zamanda AKP’nin yönetimi altında Kültür Sanat Şube Müdürlüğü görevini de üstlenmiştir. Bu durum, akademisyenin siyasi geçmişi hakkında bazı soru işaretleri doğurmaktadır.
Yasin Çetin’in yalnızca Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nde değil, aynı zamanda AKP döneminde Beykoz Belediyesi’nde de danışmanlık yaptığı biliniyor. Bu görevler, Çetin’in siyasi duruşunu ve hükümetle olan ilişkisini daha belirgin hale getirmektedir. Ayrıca İBB’nin, yani İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin AKP tarafından yönetildiği dönemde, Çetin’in Şehir Tiyatroları’nın repertuvar kurulu üyesi olarak görev aldığını belirtmekte fayda var. Bu görev, Yasin Çetin’in sanata olan katkısını gösterdiği kadar, siyasi bağlantılarını da güçlendirmiştir.
Gözlemlenen bu durum, Çetin’in AKP’ye yakınlığını da ortaya koymaktadır. İlgili raporun hazırlanmasındaki etkisi ve partinin politikalarındaki rolü düşünüldüğünde, Çetin’in bu süreçte ne denli etkili olduğu sorgulanabilir. Öyle ki, Çetin’in son zamanlarda Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yönetiminde olduğu Türkiye Gençlik ve Eğitimi Geliştirme Vakfı (TÜGVA) ile olan bağları da dikkat çekmektedir. Bilal Erdoğan’ın TÜGVA’sında mensup olması ve aynı zamanda hocası olarak tanınıyor olması, Yasin Çetin’in güç odaklarıyla nasıl ilişkiler içinde olduğunu göstermektedir.
Sonuç olarak, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptaline ilişkin raporun hazırlanmasında yer alan Yasin Çetin’in AKP ile olan ilişkileri, bu konudaki güvenilirliği sorgulanır hale getirmektedir. Çetin’in geçmişi, görevleri ve siyasi bağları, raporun tarafsız bir şekilde hazırlanmadığına dair kanıtları güçlendirmektedir. Böylece kamuoyunda bu meseleye dair bir belirsizlik oluşturmakta ve tartışmaları derinleştirmektedir. Bu durum, hem akademik dünyada hem de siyasi arenada tartışmalara yol açacak gibi görünmektedir.