“`html
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk soruşturmasındaki ifadesi, 2025 yılının Mart ayında tamamlandı. İmamoğlu, ifadesinde kendisine yöneltilen suçlamaların haksız olduğunu savunarak, “Ben herhangi bir suç işlemedim. Bu suçlamaları şiddetle reddediyorum. Yürütülen soruşturma tamamen karalama ve suç üretmeye yönelik bir çabadır. Soruşturmanın mantıken, hukuken ve ikna edici bir dayanağı yok” şeklinde ifade etti.
İmamoğlu’na yöneltilen ilk soru “Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyor musunuz?” oldu. İmamoğlu, bu soruya verdiği yanıtla durumu net bir şekilde özetleyerek, “Ben herhangi bir suç işlemediğim için etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemiyorum” dedi. Bu cevap, İmamoğlu’nun kendisine yöneltilen suçlamalar karşısındaki kararlılığını gösterdi.
Daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen ihaleler hakkında sorular sorulmaya devam etti. İmamoğlu, bu konuyla ilgili olarak, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak şu anda görevdeyim ve geçmişte de rahmetli Kadir Topbaş, sayın Ali Müfit Gürtuna ve sayın Recep Tayyip Erdoğan dahil olmak üzere daha önceki belediye başkanları, benim gibi ne ihalelere katılır, ne de ihalelere imza atar. Benim kadar sonuçları takip etmeye vakti bile olmamıştır” şeklinde cevap vererek geçmişteki belediye başkanlarının durumunu da hatırlattı.
İmamoğlu’na, gözaltına alınan kişilerin fotoğrafları gösterilerek bu kişileri tanıyıp tanımadığı soruldu. İmamoğlu, bu soruların içeriğini anladığını belirtti ve “Aslında burada bulunmamın yegane sebebi, hakkımda başlatılan bir siyasi müdahaleyi ve mücadeleyi temsil etmektedir” dedi. Bu açıklaması, İmamoğlu’nun durumu bir siyasi konjonktürle ilişkilendirdiğini gösteriyor.
Başkan İmamoğlu, yıllardır süren bir mücadele içerisinde olduğunu vurgulayarak, “Halkın iradesine saygı duymayan iktidar mensuplarının bana yönelik yürüttüğü müdahalelerin bir tezahürü olarak şu anda karşı karşıyayım. 16 milyon İstanbullunun, İstanbul tarihinin en yüksek oy oranlarıyla seçmiş olduğu birine bu tür soruların sorulması, halkın iradesine dönük bir süreç olarak değerlendirilmelidir” ifadesini kullandı. Bu noktada, İmamoğlu’nun seçmen desteğine sahip bir lider olarak hissettiği baskının altını çizdi.
Son olarak İmamoğlu, devamında sorulacak olan sorularla ilgili olarak, “Cumhuriyet Başsavcılığı’na da ayrıntılı bir şekilde yanıt vereceğim, ayrıca gerekli gördüğüm durumlarda bu tür sorulara da cevap vereceğim” dedi. Bu açıklama, İmamoğlu’nun yasal süreçte tamamen şeffaf olma niyetinde olduğunu gösteriyor.
Bu gelişmeler ışığında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun durumu, sadece kişisel bir dava değil, aynı zamanda siyasi bir mücadele olarak öne çıkmaktadır. İmamoğlu’nun sözleri ve tavırları, bu süreçte bir kamuoyunu yönlendirme ve siyasetin dinamiklerini etkileme arzusu yansıtmaktadır. Türkiye’de ve özellikle İstanbul’da siyasetin nasıl gelişeceği, büyük ölçüde bu gibi soruşturmaların gidişatına bağlı olarak şekillenecektir. İmamoğlu’nun açıklamaları, toplumda ikiye bölünmüş siyasi görüşleri de daha da netleştirecek bir tartışma yaratma potansiyeline sahiptir.
Ayrıntılar ve gelişmeler bekleniyor…
“`
