Türkiye’nin gündeminde önemli bir yer alan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu‘nun tutuklanması, muhalefet cephesi açısından büyük bir tepkiyle karşılandı. Bu olay, özellikle gençler arasında başta Saraçhane olmak üzere Türkiye’nin çeşitli yerlerinde patlak veren eylemlerin ardını getirdi. Eylemlerde yüzlerce kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan ve tutuklananlar arasında 18 yaş altı gençler ile üniversite öğrencilerinin de bulunması, durumu daha da hassas hale getirdi.
“BİREYSEL MÜCADELEMİZ BİRLİĞE DÖNÜŞMÜŞTÜR”
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğrencisi oğlu olan Selim İmamoğlu, gözaltına alınan üniversite öğrencileriyle ilgili sosyal medya üzerinden bir açıklama yaptı. Bu açıklama, gençlerin yaşadığı zorluklara ve mücadele ruhuna olan desteğini göstermek amacı taşımaktaydı.
Selim İmamoğlu’nun açıklamasında önemli ifadeler yer aldı. Şöyle dedi: “19 Mart ve sonrasında geri adım atmadan inandığı demokratik Türkiye Cumhuriyeti için mücadelesini veren ve tepkisinden vazgeçmeyen sevgili genç ve üniversiteli arkadaşlarım, ben de bir İTÜ öğrencisi olarak şunu belirtmek istiyorum ki, bu yolun kıymetini ve zorluğunu en iyi biz biliriz. Eğitim hayatımız boyunca sadece bilgi edinmekle kalmayıp, geleceğimizi şekillendirmek için bireysel mücadeleler verdik. Bu süreç artık birliğe dönüşmüştür. Bu işin altından ya beraber kalkacağız ya beraber kalkacağız.”
Ayrıca, “Biz bu ülkenin bel kemiğiyiz. Biz yoksa gelecek yok, refah yok, umut yok, mutluluk yok, huzur yok. ‘Yok’ dediğim unsurların çoğu, bu haklı mücadelede ya gözaltındalar ya da tutuklular. Bazıları benim okul ve sıra arkadaşlarım. Bu acıyı ben de paylaşıyorum. Bu nedenle tüm arkadaşlarıma şunu vurgulamak istiyorum: ‘Biz bu yolun yolcusuyuz ve bu ülkenin kaderi ve geleceği için sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Asla boyun eğmeden, özgürlüğümüz ve bağımsızlığımızdan taviz vermeden bu ülkenin geleceğini biz ancak biz tasarlayabiliriz. Biz uzun vadeli yarınların umuduyuz. Ya hep beraber, ya hiçbirimiz!’” şeklinde devam etti.
Selim İmamoğlu, serbest bırakılması gereken tüm gençler ve bu uğurda mücadele verenlerin özgür kalması gerektiğini belirterek, “Özgürlük ve demokrasi için mücadele veren tüm genç arkadaşlarım SERBEST BIRAKILMALIDIR!” diyerek son sözlerini ifade etti. Bu açıklamalar ve gözaltı olayları, Türkiye’deki gençlerin özgürlük ve demokrasi taleplerinin ne denli güçlü olduğunu bir kez daha gösterdi.
Sonuç olarak, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, sadece siyasi bir kriz değil, aynı zamanda gençlik hareketinin uyanışı ve kaygılarının ses bulması anlamına geliyor. Eylemler, gençlerin geleceğe dair umutsuzluklarını, adalet arayışlarını ve ortak mücadele ruhunu yansıtıyor. Türkiye’nin dört bir yanında yapılan eylemler, kaybedilen özgürlüklere duyulan özlemin ve demokrasi talebinin güçlü bir ifadesi olmuştur. Gençler, bu durumu yalnızca bireysel olarak değil, kolektif bir hareketle çözmenin peşindeler ve bu durum, Türkiye’nin geleceği açısından son derece kritik bir nokta teşkil etmektedir.
