2025 yılının 2 Nisan günü, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve birçok üniversite öğrencisi tarafından bir boykot çağrısı yapıldı. Bu çağrı çerçevesinde yapılan eylemler, belirli markalar üzerinden alışveriş yapmama kararı alarak geniş bir katılımla gerçekleştirildi. Boykot, toplumda geniş yankı bulmuş ve birçok kişi tarafından desteklenmiştir.
SORUŞTURMA BAŞLATILDI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bu boykot çağrılarıyla ilgili olarak “nefret ve ayrımcılık” ile “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamalarıyla resen soruşturma başlattığını duyurdu. Bu adım, boykot çağrılarının hukuki sonuçları doğurabileceği anlamına gelmekte ve toplumsal olayların hükümet tarafından nasıl karşılandığı üzerine tartışmalara yol açmaktadır.
16 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI
ANKA Haber Ajansı’nın aktardığı bilgilere göre, soruşturma kapsamında toplam 16 kişi gözaltına alınmış durumda. Bu kişilerin, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçlamalarıyla ifadeleri alınacak. Gözaltına alınanların kimlikleri ve durumlarıyla ilgili bilgiler, ilerleyen saatlerde kamuoyuyla paylaşılması bekleniyor. Bu durumu değerlendiren Avukatın Sesi İnisiyatifi’nden Kerim Bütün, oluşan hukuki süreç hakkında bilgileri yakından takip ettiklerini belirtti.
Kerim Bütün, açıklamasında, “Sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesi kapsamında soruşturma açılan ve gözaltına alınan yurttaşlarımızın hukuki sürecini yakından takip ediyoruz. Siyasi talimatlarla hareket eden savcılara karşı hukukun üstünlüğünü savunmaya devam edeceğiz. Kimsenin yüreğine korku düşmeyeceğinden emin olunmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı. Bu durum, hukuk ve adalet anlayışının sorgulanmasına neden olurken, katılımcıların siyasi motivasyonlar ile muhalefeti bastırma çabaları arasında sıkışmış durumda olduğu savunulmaktadır.
Bütün’ün açıklaması, muhalefetin sesini duyurmak için gösterdiği çabaların önemini vurgularken, aynı zamanda Ankara’nın bu tür olaylara karşı daha sert yasaların yürürlükte olduğunu hatırlatmaktadır. Yaşanan olaylar, Türkiye’de toplumun farklı kesimleri arasında gerilimlerin artmasına neden olabilirken, hükümetin bu tür olayları nasıl yöneteceği büyük bir merak konusu olmaya devam ediyor.
BOYKOTUN SONUCU NE OLACAK?
Boykot eylemleri, toplumda geniş bir kesimin desteklemesiyle devam ederken, sonuçlarının ne olacağı belirsizliğini korumakta. Siyasi analizciler, bu tür eylemlerin sadece kısa vadeli sonuçlar doğurmakla kalmayacağını, aynı zamanda toplumsal bir hareketlilik yaratabileceğini öne sürüyor. Boykota katılan insanlar arasında yalnızca ekonomik bir protesto değil, aynı zamanda halkın hukuki hakları ve özgürlüğü konusundaki hassasiyetin de arttığı görülmektedir.
Tüm bunların yanında, hükümetin bu olaylara tepkileri ve yürütülen soruşturmalardaki tutumu, Türkiye’deki demokratik atmosferin ne kadar sağlıklı olduğu üzerine de sorgulamalar yapmaya neden olmaktadır. İnsan hakları aktivistleri, bu süreçte yaşananların ve alınan önlemlerin “demokrasi” anlayışının ne ölçüde işlediği hakkında önemli bir gösterge olduğuna inanmaktadır.
SONUÇ OLARAK
Gözaltına alınan şahısların durum