İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yürütülen ‘diploma’ soruşturmasında dikkat çeken bir gelişme yaşandı. Bu soruşturmada, İBB Başkanı İmamoğlu’nun diploması hakkında bilgi edinmek amacıyla savcılık tarafından birçok kişi ifadeye çağrılmıştı. Bu kapsamda, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, bugün savcılık tarafından ifadeye çağrılan bir ismi duyurdu. Özer, Girne Amerikan Üniversitesi’nin kurucularından olan ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) mezunu akademisyen Özal Tozan’ın ifadeye çağrıldığını bildirdi.
Özer, konuyla ilgili olarak: “Bugün, kendisi ifadeye çağrıldı. Flash bir gelişme olarak bunu belirteyim” dedi. Bu açıklama, olayın gelişimi açısından önemli bir durum teşkil ediyor. Ayrıca, dekan üzerinde baskı yapanların ifadeye çağırdığı kişilerin yalnızca tanık olarak değil, aynı zamanda şüpheli sıfatı ile çağrıldığını da vurguladı. Bu durum, yaşanan süreçte şüphelerin artmasına neden olurken, savcılığın çalışmaları üzerinde de tartışmalara yol açtı.
Özer, özellikle dikkat çekici bir noktaya değinerek, “Hatta çok ilginç bir durum var; bir gazeteci sabah 6:26’da yazısını yazıyor, tarihiyle birlikte, ve savcılık sabah 11:25’te talimat yazıyor. Bugün için bir talimat yazılıyor ve hocamızı ifadeye çağırıyorlar” ifadelerini kullandı. Bu durum, medyanın da konuyla ilgili olarak sürecin seyrini nasıl etkilediğini gösteriyor.
Özer, davanın konusunun sahtecilik olduğunu ve bu çerçevede bir soruşturmanın açıldığını belirtti. Yaşananların bir kumpas olduğu izleniminin oluştuğunu söyleyen Özer, olayın arka planında başka niyetlerin olabileceğine işaret ediyor. “Burada dahi bir kumpas yapılmakta olduğunu düşünüyoruz. Bir kumpas hazırlığı içerisinde olduklarını görebiliyoruz” dedi.
Bu süreçte, yaşlı insanların ifadeye çağrılmasının altında yatan sebepleri sorgulayan Özer, özellikle prostat kanseri olan, tek gözünde sağlık sorunu bulunan bir kişinin neden şüpheli olarak çağrıldığını ifade etti. “Yetmiş seksen yaşındaki kişileri, prostat kanseri olan, tek gözünde sağlık sorunu olan bir kişiyi şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırıyorsunuz. Neden tanık olarak çağırmıyorsunuz? Sebebi çok açık: Korkutacaksınız” diyen Özer, bu durumun savcılığın niyetleri hakkında da ciddi şüpheler doğurduğunu belirtiyor.
Özer, yaşanan sürecin baskılar ve korkularla dolu olduğunu ifade ederken, dekanın istifasını da hatırlattı. “Bakın, dekan yoğun baskılar sonucu istifa etti. Ama ne korku ne de baskı olacak” diyerek, bu ifadelerin altında yatan gerçeklerin kısa zamanda anlaşılacağını söyledi. Ona göre, bu tür ifadelerle, muhalefete veya eleştirel düşüncelere yönelik bir baskı uygulanma tendansı olduğu gözlemleniyor.
Son olarak, ifadenin basına yansımasının muhtemel olduğunu belirten Özer, ifadenin içeriğinde nasıl bir baskı ve korku metni oluşturulacağının da ortaya çıkacağını belirtti. “Muhtemelen hocamıza, üniversiteye tanınmadığı, geçmişin yetiştirilemediği gibi cümleler dedirtecekler” açıklamasıyla, süreç içerisindeki baskıların kendini nasıl belli edeceğine dair öngörülerde bulundu. Bu ifadenin, ya bugün ya da yarın basına düşeceğini düşündüğünü ifade etti ve sürecin detaylarının da kamuoyuna yansıyacağını belirtti.