İBB merkezli olarak yürütülen yolsuzluk ve terör soruşturmaları kapsamında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu, gözaltına alındı. İmamoğlu, terör soruşturması ile ilgili olarak toplamda 18 sayfalık bir ifade verdi. Ancak, ifadesinde hemen hemen tüm soruları cevapsız bıraktı. Özellikle “Kent Uzlaşısı” adı altında İBB’de PKK/KCK ile bağlantılı kişilerin görevlendirildiği yönündeki iddialara karşı İmamoğlu, “Seçim sürecinde farklı siyasi partilerle temasların olması doğal” ifadelerini kullandı.
Bunun yanı sıra, İmamoğlu iki telefon hattında terör bağlantılı 390 kişiyle yapılan görüşmeler hakkında ise yoğun bir telefon trafiği yaşandığını ifade etti ve bu durumu “Tesadüfidir” şeklinde değerlendirdi. Bu durum, İmamoğlu ile PKK arasındaki olası bağlantıyı gündeme getirdi. Üstelik, 5 Mart’ta Berlin’e kaçan eski HDP Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış’ın nihaî olarak yaptığı açıklamalarda İmamoğlu’nun bu bağlantıyı sağladığı belirtildi. Başlangıçta Azad Barış’ı tanımadığını ifade eden İmamoğlu, daha sonra bu kişiyle görüştüğü bilgisini vererek, DEM Partili yetkililerle beraber yerel seçim süreçlerini değerlendirdiklerini ifade etti.
Kent Uzlaşısı adı altında yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan bir diğer isim de Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan oldu. Şahan, ifadesinde terör örgütleriyle iltisaklı kişilerin işe alımlarıyla ilgili soruya, “Tüm suçlamalara vakıf olduktan sonra yanıt vereceğim” şeklinde bir yanıt verdi. Bu, soruşturmanın geniş bir çerçevede devam ettiğini ve bağlantılı kişilerin durumlarının netleşmediğini gösteriyor.
İmamoğlu’nun durumu hem İstanbul’da hem de ülke genelinde büyük yankı uyandırdı. Siyasi stratejilerin ve güvenlik meselelerinin iç içe geçtiği bu tür olaylar, halk nezdinde ciddi bir şekilde araştırılmaya devam ediliyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yönetimi ve muhalefet arasındaki çekişme, bu tür soruşturmalarla daha da belirgin hale geliyor. Her ne kadar İmamoğlu, görüşmeleri ve siyasi ilişkileri doğal bir süreç olarak tanımlasa da, bu tür ilişkilerin nasıl bir etkiye yol açtığı hala sorgulanıyor.
Türkiye’nin siyasi atmosferinde bu tür gelişmeler, özellikle yerel seçimler öncesinde oldukça hassas bir konu olarak öne çıkmaktadır. Soruşturmaların neticesi, İmamoğlu’nun siyasi kariyerini etkileme potansiyeli taşırken, aynı zamanda İstanbul’daki siyasi dengeleri de büyük ölçüde değiştirebilir. İBB’nin alt yapıları, belediyecilik hizmetleri ve mali durumları gibi unsurların da bu tür gelişmelerden etkilenmesi muhtemel görünmektedir.
İmamoğlu’nun verdiği ifadelerden yola çıkarak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki yönetim şeklinin, özellikle PKK/KCK ile olan bağlantıları bakımından sorgulanması, bunun dışında toplumun diğer kesimlerinin de belediye yönetimine dair beklentilerini etkileyecek unsurlar arasında yer alıyor. Eğer iddialar yasalar çerçevesinde kanıtlanırsa, bu durumun hem İmamoğlu’nun kariyerine hem de İstanbul’un yönetim şekline büyük etkileri olabileceği düşünülmektedir.
Diğer taraftan, gözaltına alınan diğer belediye başkanlarının durumları da ayrı bir merak konusu. Resul Emrah Şahan gibi isimlerin, soruşturmalar sonuçlanana kadar suskun kalmayı tercih etmesi, gelecekteki siyasi konumlarını da riske atma olasılığını beraberinde getiriyor. Bu tür durumlar, Türkiye’nin içişleri ve güvenlik politikalarının bir nevi test alanı haline dönüşmesine neden olacak kadar önemli görünüyor.
Siyasi partilerin, suçlamalara karşı tavır alışı ve