İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, son günlerde İBB’ye yönelik “yolsuzluk” suçlamaları sebebiyle tutuklanarak görevden uzaklaştırıldı. Bu durumun kamuoyunda yarattığı etki ve tartışmalar sürerken, İmamoğlu sosyal medya hesabından önemli bir paylaşımda bulundu. Paylaşımında, özellikle üniversite öğrencilerine yönelik protestolar sırasında yaşanan polis şiddetiyle ilgili oldukça sert ifadeler kullandı.
İmamoğlu, sosyal medya platformu üzerinden yaptığı açıklamada, protestolar sırasında gözaltına alınan gençlerin durumuna dikkat çekti. “Adına polis diyemeyeceğim bir grup kendini bilmez kötü muamele yapıyormuş” şeklinde ifadesini güçlendiren İmamoğlu, Türkiye’nin dört bir yanındaki gençlerin maruz kaldığı bu kötü muameleyi kınadı. “Bunlara polis diyemem çünkü benim şerefli polisim milletin gencecik evlatlarına bu zulmü yapmaz” diyerek, gerçek polislerin bu tür davranışlardan uzak duracağını vurguladı.
İbb Başkanı’nın bu açıklamaları, sadece siyasi arenada değil, toplumsal olarak da büyük bir yankı uyandırdı. Ülke genelindeki gençler ve çeşitli sivil toplum kuruluşları, İmamoğlu’nun bu tutumunu destekleyerek, polis şiddetine karşı seslerini yükseltme çabasına geçti. Özellikle genç nüfusun hakkını savunan gruplar, İmamoğlu’nun bu tutumunu cesur bulduklarını belirtti.
Yaşanan olaylar, Türkiye’de protestoların ve toplumsal hareketliliğin giderek arttığı bir dönemde gerçekleşiyor. Gençlerin, kendi haklarını savunma çabaları, bazı kesimler tarafından eleştirilse de, çoğunluğun desteklediği bir hareket haline gelmiş durumda. İmamoğlu’nun sahip olduğu siyasi pozisyon, onun bu konudaki söylemlerinin daha fazla dikkate alınmasına olanak tanıyor.
Ekrem İmamoğlu’nun sosyal medya üzerinden yaptığı bu paylaşım, sadece bireysel bir çıkış değil, aynı zamanda daha geniş bir toplumsal hareketin parçası olarak da değerlendirilebilir. Gençlerin, kendilerini ifade ettikleri platformlarda yaşadıkları sorunlar, artık daha görünür hale gelmiş durumda. Dolayısıyla, İmamoğlu’nun bu çıkışı, gençlerin yaşadığı zorluklara dikkat çekmek açısından önemli bir adım olarak öne çıkıyor.
İmamoğlu, konuşmasında gençlerin avukatları veya hak savunucuları tarafından korunması gerektiğine vurgu yaptı. Bu bağlamda, gençlerin durumunun iyileştirilmesi adına atılması gereken adımları sıraladı. Özellikle, üniversite ortamında yaşanan gerilimin ortadan kaldırılması gerektiği üzerinde durarak, bu konuda çözüm önerileri sundu. “Gençlerimizin sesi olun” çağrısında bulundu.
Sonuç olarak, Ekrem İmamoğlu’nun “polis” tanımı üzerinden yaptığı eleştiriler, yalnızca bireysel bir bakış açısı değil, aynı zamanda kolektif bir gençlik hareketinin de yansımasıdır. İmamoğlu’nun sosyal medya gönderisi, kamuoyunda geniş yankı bulmuşken, gençlerin yaşadığı mağduriyetlerin daha fazla görünür hale gelmesine yardımcı olmuştur. Bu bağlamda, gündemde yer alan olaylar, gençlik hareketlerinin ve toplumsal dinamiklerin değişimi açısından oldukça önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilir.