“`html
Tutuklanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya hesabı üzerinden bir mesaj paylaştı. Bu mesaj, hem kişisel duygularını hem de ülke gündemine dair düşüncelerini içeriyor. İmamoğlu, mesajına başlarken milletine selam gönderdi ve Ramazan ayıyla ilgili temennilerde bulundu. Özellikle Ramazan ayının merhamet, bereket, adalet ve birliktelik ruhunu vurgulayarak, bu ruhun insanların üzerindeki etkisine dikkat çekti.
İmamoğlu, sosyal devlete ve adaletin sağlanmasına vurgu yaparak, üzerlerindeki kötülüklerin sona erdiği ve iyi günlerin geleceğini müjdeledi. Ülkesine, milletine, emeklilerine, gençlerine, emekçilerine ve iş dünyasına zulmeden her kim olursa olsun, onlardan bir an önce kurtulmak için yapılan seçimlerin, sandıkların ve iyi günlerin özlemini dile getirdi. Bu mesaj, hem bir umut mesajı hem de iktidara yönelik bir eleştiri olarak algılandı.
Mesajında ayrıca, İstanbul’un Saraçhane bölgesinde gerçekleşen bir etkinlikten de bahsetti. Akşam saatlerinde, ‘Yiğidim Aslanım’ şarkısını dinlediğini belirten İmamoğlu, bu etkinliğin kendisi için anlamlı olduğunu ifade etti. Ayrıca, Halk TV’de kendisiyle ilgili hazırlanan bir belgeseli izlediğini ve bu yayın için teşekkür ettiğini dile getirdi.
Ekrem İmamoğlu, mesajında bir uyarıda bulunarak, son günlerde yönetim yanlısı televizyon kanallarında gördüğü rezil durumları eleştirdi. TRT’nin de aralarında bulunduğu bu kanalların vergilerle finanse edildiğini belirterek, bu kanalların başta yalan ve iftiralarla dolu içerikler yayınladığını savundu. Koca insanların nasıl bu denli kötüleşebildiğine dair hayretini gizlemedi. Bu tirad, hem kişisel hem de toplumsal bir duyarlılık şeklinde değerlendirildi.
İmamoğlu, bu durum karşısında hukuki haklarını sonuna kadar arayacağını ve bu yalancıların yaptıklarının bedelini ödeyeceklerini ifade etti. Ramazan ayında kul hakkı yiyenlerin, kendilerine karşı bu denli kötü davranarak toplumu böldüklerini belirtirken, bu davranışlarının hesabının sorulması gerektiğini vurguladı. Bu söylem, aynı zamanda Ramazan ruhu ile çelişen bir tavır olarak da ele alındı.
Mesajının ilerleyen kısmında, Türkiye’nin yönetiminde tek kişinin etkili olduğu düşüncesini benimsediğini belirtti. Bu kişi, Ankara’da kapalı kapılar ardında ülkeyi yönetmekle uğraşmak yerine, kendi koltuğunu korumak için her türlü yola başvurdu. Bu nedenle, İmamoğlu, bu kişinin mutlaka sandıkta milletçe görüşüp göndermesi gerektiğine dair inancını dile getirdi. Bu, bir siyasi çağrı niteliği taşırken, aynı zamanda muhalefetin bir birliktelik çağrısı olarak yorumlandı.
Mesajında birlik olma, iri olma ve diri olma fikrini öne çıkaran İmamoğlu, mücadeleye devam edeceklerini belirtti. Özellikle, ”Başaracağız.” ifadesi, motivasyon artırıcı bir unsur olarak öne çıktı. Ayrıca, herkesi Saraçhane’daki iftar sofrasına davet ederek, genel başkanı Özgür Özel ile birlikte oruç açacak olmasını vurguladı. Bu, hem toplumsal bir etkinliğin parçası olmak hem de birlik duygusunu pekiştirmek adına önemli bir çağrıydı.
Sonuç olarak, Ekrem İmamoğlu’nun mesajı, tutuklanmasının ardından hem duygusal bir zemin oluşturmak hem de toplumda var olan adaletsizliklere dikkat çekmek amacıyla kaleme alındı. Bireysel hak arayışını, toplumsal birliktelik arzusuyla birleştiren bu söylem, hem destekleyenleri hem de karşıt görüşte olanları