Türkiye’de siyaset arenasında yaşanan derin çatışmalar, farklı siyasi görüşlere sahip grupların bir araya geldiği anlarda bile su yüzüne çıkıyor. AKP’liler, CHP’liler, MHP’liler, İYİ Parti üyeleri, DEVA ve YRP’ciler, içlerinden birinin sesine kulak veriyor. Bu yazıda “hapse atılmış bir seçilmiş belediye başkanının” feryadı, pek çok kişinin dikkatini çekiyor.
Seçilmiş bir belediye başkanı olarak yaşadığı zorlukları dile getiren bu kişi, hukukun ve demokrasinin en iyi şekilde korunması gerektiğine inanan bir birey. Bu yazı, onun duygularını ve düşüncelerini yansıtmak amacıyla kaleme alındı.
“Ben İstanbul’un Seçilmiş Belediye Başkanı’yım”
Seçilmiş başkan, haksız yere verilen kararları tanımadığını ve gerekli hukuki süreçleri demokratik bir şekilde kullanma kararlılığında olduğunu belirtiyor. “Ben İstanbul’un seçilmiş belediye başkanıyım” diyerek halkına karşı sorumluluğunu vurguluyor. Bu zorlu süreçte, kendisine duyulan güvenin önemini ifade ediyor.
“Hukuk Siyasallaştırılmış, Yargı Siyasete Alet Edilmiştir”
Başkan, hukuk ve yargının siyasallaşmasının demokrasiyi zedelediğini savunarak, demokrasi ve hukukun birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğunu belirtiyor. “Hürriyetlerin kullanılamadığı bir demokrasi düşünmek imkansızdır” diyerek, demokrasi adına yapılan hukuksuzlukları kınıyor.
“Karanlık Bir Güç ve İktidar Yargıyı Etkisi Altına Aldı”
Türkiye’deki mevcut düzene karşı bir eleştiride bulunan başkan, yargının karanlık güçler tarafından ele geçirilmiş olduğunu ifade ediyor. “Bugün gelinen noktada, bürokratik ve idari mekanizmalar yargıyı da etkisi altına almış durumda” diyerek bu durumu eleştiriyor.
“1 Milyon Oyla Seçildim, Milletini Seven Herkes Bu Gidişata ‘Dur’ Demelidir”
Seçilmiş başkan, “Bu ülkede demokrasinin geliştirilmesine ve hürriyetlerin artırılmasına ihtiyaç vardır” diyerek, halkın iradesinin göz ardı edildiğini vurguluyor. “Milleti ve ülkesini seven herkes, bu tehlikeli gidişe dur demekle sorumludur” diyerek, toplumsal birlikteliğin önemini vurguluyor.
“Yargı Artık Baskıcı Bir Rejimin Aleti Olmuştur”
Demokrasinin sadece seçimlerden ibaret olmadığını belirten başkan, yargı bağımsızlığının da aynı derecede önemli olduğunu vurguluyor. “Eğer bu iki bağımsızlık çiğnenirse, baskıcı bir düzen kurulmuş olur” diyerek, toplumda ciddi bir alarm durumunun olduğunu ifade ediyor.
“Sadece Ben Değil, Sanatçılar, Siyasetçiler, Gazeteciler de Yargı Önüne Çıkarılıyor”
Başkan, sadece kendisinin değil, birçok sanatçı, düşünce insanı ve politika yapıcının da benzer haksız suçlamalarla yargıya maruz kaldığını savunuyor. “Özgürlüğümüz, en az en gelişmiş ülkelerdeki kadar haklı ve geçerli olmalıdır” diyerek, özgürlük arayışının devam ettiğine dikkat çekiyor.
“Ülkemizin İnsanı Özgürce Haykırabilmeli”
Başkan, Türkiye’nin insanlarının, doğmuş oldukları hakkın bir ceza değil, haksızlıkların artık sona ermesi yönünde özgürce haykırabilmeleri gerektiğini ifade ediyor. “Her birey, kendi hakkının ve haysiyetinin kutsal olduğunu bilmelidir” diyerek, insan onurunu vurguluyor.
