Son dönemde gündemin sıcak maddelerinden biri, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilen Ekrem İmamoğlu’nun üniversite diplomasının iptal edilmesidir. Bu durum, Türkiye’deki siyasi atmosferi daha da gerilimli hale getirmiştir. İmamoğlu, bu iptal kararına karşı ilk açıklamasını yaparak tepkisini ortaya koymuştur.
İmamoğlu’nun yaptığı açıklamada, İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu’nun almış olduğu bu kararın hukuksuz olduğunu belirtmiştir. Açıklamasında, “İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu’nun kararı HUKUKSUZDUR” ifadesini kullanarak kararın geçersiz olduğuna dair güçlü bir ifade ortaya koymuştur. Bunun yanı sıra, kararın alınmasında yetkili olan organ olarak sadece İşletme Fakültesi Yönetim Kurulu’nu işaret etmiştir. Bu durum, üniversite içindeki yönetim yapısı ve yetki dağılımı açısından önemli bir noktadır.
İmamoğlu, açıklamasının devamında, alınan kararın adil olmadığını ve bu kararın tarih önünde hesap verecekleri günlerin yakın olduğunu iddia etmiştir. Bu noktada, kendisinin ve partisi CHP’nin adalete, hukuka ve demokrasiye olan inancını vurgulamakta ve bu inanç üzerinden toplumsal bir destek talep etmektedir. “Adalete, hukuka ve demokrasiye susamış milletimizin yürüyüşü durdurulamayacak” diyerek, bu sürecin sadece kendi şahsi mücadelesi olmadığını, toplumun daha geniş kesimlerini ilgilendiren bir mesele olarak gördüğünü açıkça ortaya koymuştur.
Ayrıca, İmamoğlu, “Kurtuluş Yok Tek Başına!” ifadesiyle, yalnız olmadığını ve bu mücadelenin tüm siyasi muhalefet, toplumsal kesimler ve halk için bir ortak kazanım olduğunu ifade etmiştir. Bu söylem, Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel seçimlerdeki birlikteliğini ve dayanışmasını pekiştirme amacı taşıdığı gibi, Türkiye’deki politik arenadaki muhalif seslerin yükselmesine de zemin hazırlamaktadır.
Bu durum, Türkiye’deki üniversitelerin bağımsızlığı, akademik özgürlükler ve demokrasi üzerine ciddi tartışmalara yol açabileceği gibi, aynı zamanda İmamoğlu’nun siyasi kariyerine dair daha geniş bir perspektifle değerlendirilecektir. İmamoğlu’nun, geçmişte kazanmış olduğu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile elde ettiği siyasi başarıları ve karşılaştığı zorluklar arasında gidip gelen bir konumda bulunduğu gözlemlenmektedir. Ülkenin genel siyasi iklimiyle birlikte, bu gibi olaylar İmamoğlu’nun hem kamuoyundaki imajını hem de gelecekteki siyasi mücadelesini etkileyecek önemli unsurlar olarak öne çıkmaktadır.
Özetle, Ekrem İmamoğlu’nun üniversite diplomasının iptali, sadece kişisel bir mesele olmanın ötesine geçmekte, Türkiye’deki siyasi dinamikleri de etkileyecek bir durum haline gelmektedir. Hem CHP’nin geleceği hem de Türkiye’deki muhalefetin birlikteliği açısından dikkatle takip edilmesi gereken bir sürecin başlangıcını işaret etmektedir. Bu durum, aynı zamanda kamuoyunun, üniversitelerin ve sivil toplumun bu diyalog sürecine nasıl dahil olacağına dair önemli ipuçları barındırmaktadır.