İstanbul Üniversitesi, geçtiğimiz günlerde önemli bir karar alarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasını ‘iptal’ etti. Bu gelişme, Türkiye’nin siyasi arenasında büyük yankı uyandırdı. İmamoğlu, kararın tamamen ‘hukuksuz’ olduğunu belirterek, bu duruma karşı mücadelelerinin süreceğini ifade etti. İlgili çevrelerden ve siyasilerden gelen çeşitli tepkilerle birlikte, bu durumun ülke genelindeki siyasal dinamiklere etkisinin merakla izlenmesine neden oldu.
Bu olayın hemen ardından, Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş da bir açıklama yaparak, mevcut cumhurbaşkanlığı adaylık kararını ‘askıya’ aldığını duyurdu. Yavaş’ın bu adımı, siyasi tartışmaların giderek derinleştiği bir dönemde geldi. İki büyükşehir belediye başkanının yaşadığı bu kriz, Türkiye’nin genel siyasetinde önemli bir gündem maddesi haline geldi.
AKP’li Şamil Tayyar’ın Önerisi ve Siyasi Gelişmeler
AK Parti’nin önde gelen isimlerinden biri olan Şamil Tayyar, yaşanan diploma iptali olayına dair sosyal medya üzerinden bir “çözüm önerisi” sundu. Tayyar, yaptığı paylaşımlarda, “Diploma iptali, çözüm süreci, milletvekili transferi, yeni Anayasa, soruşturma dosyaları gibi çok sayıda tartışma konusu, toplumsal ve siyasal dinamikleri derinden etkiliyor.” ifadelerini kullandı. Burada Tayyar, mevcut tartışmaların ve gerilimlerin derinliklerine inerek, toplumsal fay hatlarının gerginliğine dikkat çekmiş oldu.
Tayyar, açıklamalarında önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair iddiaların bu gerginliklerin merkezinde bulunduğunu belirtti. Siyasi tansiyonun arttığını ifade eden Tayyar, toplumsal gerginliklerin daha da enerji birikmesine yol açtığını dile getirdi. Tayyar, “Bu cendereden nasıl çıkılır?” sorusunu gündeme getirdiği konuşmasında, şahsi bir öneride bulanarak, tartışmaların Cumhurbaşkanlığı seçimlerine çıkmasının getirdiği zorluklarla ilgili bazı çözüm yolları sundu.
Tayyar, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 101. maddesinde yapılacak bazı değişikliklerin belki de çözüm olabileceğini dile getirdi. Bu madde kapsamındaki ‘yüksek öğrenim’ şartı ve ‘2 defa Cumhurbaşkanı seçilme sınırı’ gibi koşulların kaldırılması gerektiğini savundu. Önerisine yönelik, bu konuda yalnızca Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) arasında bir uzlaşma sağlanırsa, siyasetin normal seyrine döneceği ve toplumsal gerginliğin azalacağı umudunu taşıdığını belirtti. Bu öneri, tayyarın siyasi ortamda tansiyonu düşürme arayışının bir parçası olarak değerlendirilebilir.
Bunun yanı sıra, bu tür siyasi tartışmaların Türkiye’nin geleceği üzerinde etkili olabileceği ve önümüzdeki seçimlerde sonuçlarının belirleyici olabileceği düşünülmektedir. İmamoğlu’nun diplomasının iptali ve Yavaş’ın adaylığını askıya alması gibi gelişmeler, Türkiye’deki siyasi iklimin ne denli değişken olduğunu ve mevcut iktidarın karşısındaki muhalefetin nasıl bir yol izleyeceğini sorgulattıran bir durum haline geldi.
Toplumda bu tür siyasi olayların getirdiği belirsizlikler, seçmen davranışlarını da doğrudan etkileyebilir. Özellikle genç nüfusun oldukça etkili olduğu Türkiye’de, diploma iptali gibi gelişmelerin, siyasi tercihler üzerinde nasıl bir değişim yaratacağı merak konusudur. 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken, bu konuların seçim sonuçları üzerinde yarattığı etki de büyük bir dikkatle izlenecektir.
Özetle, İstanbul Üniversitesi’nin İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasını iptal etmesi, siyasi tansiyonu yüks