“`html
İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu, 2025 yılında alınan kararla İBB (İstanbul Büyükşehir Belediyesi) Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) cumhurbaşkanı aday adayı olan Ekrem İmamoğlu’nun üniversite diplomasını iptal etti. Bu olay, siyaset dünyasında büyük yankı uyandırarak birçok siyasi figürden tepkilerin peş peşe gelmesine sebep oldu.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile bu iptal kararına sert bir tepki gösterdi. Dervişoğlu, paylaşımında “Sayın İmamoğlu’nun diplomasının iptali, bir siyasi rakibin tasfiyesinden çok öte bir uygulamadır. Zayıflarla dolu hukuk ve demokrasi karnemize yazılan kötü bir not, sosyal barışımıza vurulan kaba bir darbe ve kaosa sürüklenmemize yönelik açık bir davetiyedir. Türkiye’yi yönettiğini zannedenleri sorumluluğa davet ediyorum. Ülkeye yazık etmeyin!..” ifadelerine yer verdi.
Bu durum, Türkiye’nin siyasi manzarasında önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. İmamoğlu’nun, İstanbul gibi büyük ve stratejik bir şehirdeki yönetim pozisyonunu sorgular hale getiren bu ikonlaşmış durum, ülkenin hukuk sistemi ve demokratik değerlere ilişkin tartışmaları da alevlendirmiş durumda. Diplomanın iptali, birçok kişi tarafından sadece İmamoğlu’nun siyasi kariyerine değil, aynı zamanda Türkiye’nin demokratik yapısına yönelik de bir saldırı olarak görülüyor.
İmamoğlu, siyasi hayatına 2014 yılında Beylikdüzü Belediye Başkanlığı ile adım attı ve sonrasında 2019 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçildi. O tarihten bu yana önemli projelere imza atmış ve Türkiye’deki muhalefet partilerinin sembol isimlerinden biri haline gelmiştir. Ekrem İmamoğlu’nun liderliğinde yürütülen belediye yönetimi, sosyal hizmetler, ulaşım ve çevre projeleri ile gözlemlenen popülaritesi, muhalefetin elini güçlendiren unsurlardan biri oldu.
Öte yandan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun yaptığı açıklama, sadece İmamoğlu ile sınırlı kalmayarak Türkiye’de hukuk devleti ilkesinin ne denli zayıfladığını da gözler önüne serdi. Dervişoğlu, bu gibi uygulamaların sosyal barışı baltaladığını ve toplumun genelinde bir huzursuzluk yaratma potansiyeline sahip olduğunu belirtti. Türkiye’deki birçok siyasetçi, siyasi muhalefetin susturulması ya da zayıflatılması çabalarının, ülkedeki demokratik yapının çökmesine neden olabileceği uyarısını yapıyor.
Bu olayın ardından pek çok kişi, diplomanın iptali gibi hukuki kararların arka planında siyasi hesapların ve güç savaşlarının yattığını düşünmeye başladı. Bu bağlamda, İmamoğlu’nun diplomasının iptali, birçok insan açısından dikkat çekici bir durum haline geldi ve ülkedeki demokratik gelişmeler üzerine endişeleri artırdı.
İstanbul Üniversitesi’nin bu kararı, eğitim almış bireylerin doğru ve adil bir şekilde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği konularını gündeme getirdi. Diplomanın iptali, üniversite yönetimlerinin siyasi etkiler altında hareket etmesinin bir yansıması olarak algılanabilir. Birçok akademisyen ve hukuk uzmanı, bu durumun eğitim sisteminin bağımsızlığına ve tarafsızlığına zarar verme potansiyeline sahip olduğunu belirtiyor.
Özellikle sosyal medya üzerinden yürütülen tartışmalar, toplumda diplomanın iptali olayının çeşitli açılardan değerlendirildiğini gösteriyor. Bir kısım insan, bu durumu İmamoğlu’nun siyasi kariyerini zayıflatma çabası olarak yorumlarken, diğerleri ise bu kararın hukuki bir süreç olduğunu savunmaya devam ediyor. Bu tür