Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) başkanlığı döneminde hukuki danışmanlık yapan Prof. Dr. İzzet Özgenç, sosyal medyada yaptığı bir paylaşımla tartışmalara yol açtı. Özgenç, Kuran’da iktidarlar ve yöneticilerle ilgili yer alan Sebe Suresi’nin 34. ayetini alıntılayarak, bu ayetin anlamı üzerinden Ekrem İmamoğlu’nun diploma iptali meselesine gönderme yaptı. Bu durum, İmamoğlu’nun lisans diplomasının geçerliliği üzerine devam eden tartışmalar çerçevesinde, Erdoğan’a ve Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AKP) atfedilen bir mesaj olarak yorumlandı.
Sebe Suresi’nin 14. ayeti, “Egemenler, iktidarlarını, kamu gücünün sağladığı imkânlarla, az veya çok, bir süre sürdürebilirler. Ancak, yönetimdekilerin tefessühünün etkisiyle, kurtçuğun içeriden kemirdiği değneğin kırılması gibi, günün birinde aniden çöküvermektedirler.” ifadeleriyle, güç ve yönetim anlayışına dair önemli bir vurguda bulunuyor. Özgenç’in bu paylaşıma neden ihtiyaç duyduğu ve bunun İmamoğlu ile bağlantısının nasıl kurulduğu dikkat çekici bir tartışma konusu haline geldi.
Özellikle, Ekrem İmamoğlu’nun lisans diplomasının sahte olduğu yönündeki iddialarla birlikte Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından hazırlanan raporların ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılması, bu konunun gündeme gelmesine neden oldu. İmamoğlu’nun avukatları olan Prof. Dr. Adem Sözüer ve Mehmet Pehlivan, bu iddialara karşı çıkmak ve müvekkillerinin savunmasını yapmak amacıyla çeşitli belgelerle yanıt verdiler. Özellikle belirtilen hususlardan biri, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptalinin söz konusu olamayacağıydı. Bu noktada Prof. Dr. İzzet Özgenç, mevzuat açısından durumu değerlendiren bir yorumda bulundu.
“HÜKMÜ HATIRLATTI”
Özgenç, Türkiye Cumhuriyeti’nin mevcut yasaları ve düzenlemeleri doğrultusunda yatay geçiş yoluna ilişkin hukukun, kötüye kullanılmasını önlemek için çeşitli hükümler barındırdığını ifade etti. Bu bağlamda, 35 yıl önceki bir yatay geçiş işleminin bugünkü hukuki çerçevede değerlendirilmesinin tutarsız olduğunu belirterek, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın konuyla ilgili girişimlerinin gereksiz olduğunu vurguladı. Özgenç, mevcut yasaların, önceki dönemlerdeki uygulamalara istinaden yeniden ele alınmamasını gerektiğini belirtti.
Prof. Dr. İzzet Özgenç, Erdoğan’ın geçmişte, özellikle 1994 yılında ‘Orman Kanunu’na muhalefetten’ ötürü mahkumiyeti bulunduğunu anımsattı. Özgenç, bu bağlamda, Cumhurbaşkanının bu mahkûmiyetinin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına adaylığı veya seçilmesi hususunda tartışma konusu olmadığını düşündüğünü ifade etti. Özgenç’in ifadesine göre, geçmişteki mahkûmiyetine rağmen Erdoğan’ın belediye başkanlığına aday olabilmesi ve seçilmesi, hukuki bir değerlendirme sonrasında mümkün kılınmıştı. Bu değerlendirmelerin, engellemelerin önüne geçilmesine olanak sağladığını belirtti.
Bu yazıda, hukukun ve kamuoyunun dikkatini çeken birkaç önemli husus bulunmaktadır. Öncelikle, Türkiye’deki yönetim anlayışının nasıl şekillendiği, yasaların uygulanabilirliğinin nasıl yorumlandığı ve bu tür durumların kamuoyundaki yankıları üzerine dikkate değer görüşlerin ortaya çıktığı vurgulanmaktadır. İkincisi, bireylerin geçmişteki hatalarının, günümüzdeki siyasi duruşları üzerinde nasıl bir etkiye sahip olabileceği