İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu 106 şüpheliye yönelik kapsamlı bir terör ve yolsuzluk operasyonu gerçekleştirdi. Bu operasyonun merkezinde olan iş insanı Ali Nuhoğlu’nun, yakalanmadan önce emniyette verdiği ifadeye dair detaylar gün yüzüne çıktı. Nuhoğlu, ifadesinde İmamoğlu ile olan ilişkisini ve ticari faaliyetlerini açıkladı.
Nuhoğlu, ifadesinde ilk önce Ekrem İmamoğlu’nu tanıyıp tanımadığı konusunda sorulara maruz kaldı. Kendisinin İmamoğlu ile şahsen tanıdığını, ancak aralarında derin bir arkadaşlık ya da aile ilişkisi bulunmadığını belirtti. “Bayramlarda veya özel günlerde ziyaret maksatlı görüşmelerimiz oluyor. Büyükşehir Belediyesinden şirketlerimin aldığı ihaleler var, ancak bunları şahsi tanışıklık ekseninde almadım. Şirketlerim bu ihaleleri hak ettiği için aldı” şeklinde ifadesini sürdürdü.
Nuhoğlu, İmamoğlu’na devrettiği villalar hakkında sorulara da muhatap oldu. İddialara göre, gerçek değeri 50 milyon dolar olan üç villa, 15 milyon TL’ye İmamoğlu’na devredilmişti. Nuhoğlu, villaların kendisi ve ailesi için alındığını, fakat Amerika’da bir kişinin villa satmadığı için parsel bazlı imar haklarını kullanamadıklarını belirtti. Sonuç olarak, bu villaları İmamoğlu İnşaat’a 15 milyon TL karşılığında devretmek zorunda kaldıklarını ifade etti. Ancak, sözleşmeye göre kendisine ay sonunda 87 milyon TL ödeneceği konusunda anlaşma yapıldığını vurguladı. Bu ödemelerin zamanla kur farkı nedeniyle 100 milyon TL’ye kadar çıktığını da ekledi.
Nuhoğlu’ya, yeğeni Kaan Nuhoğlu’nun İSTCON isimli şirketi üzerine de sorular yöneltildi. KİPTAŞ’ın 2024 yılında gerçekleştireceği bir ihale ile ilgili olarak İSTCON’a avans ödemesi yapılmış ve 199 milyon 500 bin TL’lik bir miktar, daha sonra Ali Nuhoğlu’na ait bir şirkete gönderilmiştir. Bunun peşinden, Nuhoğlu’na “Bu şartlar altında ihaleye girmemenize rağmen ilk avanslar neden size geldi?” sorusu yöneltildi. O da, “İSTCON’un benim firmama gönderdiği 66 milyon TL, KİPTAŞ’ın İSTCON’a göndermiş olduğu paranın ödemesi değildir, bu tamamen aramızdaki borç alacak ilişkisinden kaynaklanmaktadır” cevabını verdi.
Nuhoğlu’nun hesaplarına ve işlemlerine dair MASAK tarafından oluşturulan rapordaki şüpheli hesap hareketleri hakkında da sorular yöneltildi. Ne var ki, Nuhoğlu, bu hareketlerin 35 yıllık ticaret hayatında yaptığı yasal işlemler olduğunu ve hiçbir usulsüzlüğün olmadığını savundu. Aramalarda bulunan nakit miktarının kaynağı yönündeki sorular da, “Ofisindeki paralara polise kendim gösterdim, bu paralar tamamen şirketlerimin ticari faaliyetleri ile elde edilen kazançlardır” şeklinde yanıtlandı. Nakit ile yapılan ödemelerin daima mevcut olduğu bilgisini aktararak, şirketinin mali durumu hakkında daha fazla bilgi verdi.
Özetle, Ali Nuhoğlu ve Ekrem İmamoğlu arasındaki sohbetler, ihaleler ve özellikle mali konular ile ilgili tartışmalar, yürütülen yolsuzluk soruşturmasında belirleyici bir rol oynamaktadır. Nuhoğlu’nun ifadesi, araştırmacıların sorularına yanıt verirken sunduğu detaylarla birlikte, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve iş dünyası arasındaki karmaşık ilişkileri gözler önüne seriyor. Devlet kurumları ile özel sektör arasındaki bu tür ilişkilerin genel olarak ne kadar dikkat çekici olduğu ve yolsuzluk iddialarının ne derece ciddi olduğu konusunda kamuoyunun fikir sahibi olmasına olanak sağlamaktadır.
