İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ekibinin gizli tanık iddiaları doğrultusunda gündeme gelen reklam ihaleleri mercek altına alındı. Bu bağlamda, İmamoğlu’nun yanı sıra birçok iş insanının tutuklanmasına da bu ihaleler gerekçe gösterildi. Öte yandan, İstanbul Belediyesi’nin daha önceki AKP yönetimi döneminde benzer olaylar yaşanmış ve bazı durumlar Danıştay’a kadar taşınmıştı.
İHALE YAPILMAMIŞ
Danıştay 1. Dairesi, 2022 yılında İçişleri Bakanlığı’nın bir soruşturma iznini iptal etti. İlgili ihalede, rayiç bedellerin altında gerçekleştirilen ihale işlemleri söz konusu iken, usule aykırılığın ispat edilemediğine hükmedildi. Üç yıl sonra, İmamoğlu’nun da benzer ihaleler nedeniyle tutuklanması dikkat çekti. 2019 yılında İmamoğlu’nun göreve gelmesinden önceki dönemi inceleyen SÖZCÜ, bu konudaki usulsüzlüklerin 2018’e ait Sayıştay raporlarında belirtildiğini ortaya koydu. Bu raporda yer alan usulsüzlükler arasında 408 adet kule tipi reklam ünitesi, 46 adet vagon ve tramvay reklam ünitesi ile İBB’nin tasarrufundaki yol kenarı ve otopark alanlarındaki reklamlara dair veriler bulunmaktaydı.
2005 yılında imzalanan 10 yıllık sözleşmenin 2015’te sona ermesine karşın, aynı şirketin alanları ecrimisil (hukuka aykırı bir işlem nedeniyle alınan tazminat) karşılığında kullanmasına izin verildi. Bu durum yalnızca 2018 tarihli Sayıştay raporunda değil, 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ait raporlarda da mevzuata aykırı bulgular arasında sıklıkla yer aldı. Bu alanlar, ihale yapılmadan kullandırılmasına ve usulsüzlüklerin devam etmesine neden oldu. Mevzuata aykırılık dört yıl boyunca kesintisiz olarak sürdü ve böylece belediye büyük bir zarara uğramış oldu.
SAYIŞTAY RAPORLADI
Bu süreçte ihalesiz bir şekilde tazminat yönteminin kullanılmasıyla pek çok taşınmazın, yine AKP döneminde başka kişilere tahsis edilmesi söz konusu oldu. O dönem belediyenin 222 milyon 999 bin 532 TL alacak durumu bulunmasına rağmen yalnızca 58 milyon 680 bin TL tutarındaki alacak tahsil edilebildi. 164 milyon TL tutarındaki alacak ise tahsil edilemedi. Sayıştay raporlarında, bu dönemde yapılan usulsüzlükler defalarca kez vurgulandı. Ancak bu raporlarda yer alan tespitlere rağmen gerekli işlemlerin yapılmadığı, adım atılmadığı ve sonuçsuz kalan tespitlerin önüne geçilemediği anlaşıldı.
Yürütülen bu çalkantılı süreçte, İBB yönetimi altında yapılan bu ihalelerin akıbeti ve geçmişte yaşanan usulsüzlükler, gelecekte de tartışmalara neden olabilir. İmamoğlu ve ekibinin, mevcut durumu düzeltme yönünde attığı adımlar ve bu konudaki hukuki süreçlerin nasıl ilerleyeceği merak edilen konular arasında yer alıyor. Medya ve kamuoyunun ilgi ile takip ettiği bu süreç gelecekte de siyasi dengeleri etkileme potansiyeli taşımaktadır. Ayrıca, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçmişte yaşanan bu ihalelerdeki yasadışı uygulamalara ilişkin nasıl bir yol alacağı, hem yönetim açısından hem de halk nezdinde büyük bir öneme sahip.