İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yaptığı bir yolsuzluk soruşturması çerçevesinde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu tutukladı. Bu olay, Türkiye’nin siyasi gündeminde büyük bir yankı uyandırdı. İmamoğlu’nun gözaltına alındığı ilk gün itibarıyla, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, destek çağrısında bulunarak, halkı sokaklara inmeye davet etti. Özel’in bu çağrısı, Türkiye’nin milli markalarına yönelik geçirilen boykot önerisiyle çakıştı ve sosyal medyada tartışmalara yol açtı.
Bu süreçte, muhalefetin İmamoğlu’na destek vermeyen sosyal medya fenomenlerine karşı bir hedef gösterme kampanyası başlattığı görüldü. Yolsuzlukla suçlanan İBB Başkanı’nın desteklenmemesi, bazı sosyal medya kullanıcılarını tepki vermeye yöneltti. Bu isimlerden biri de Türkiye’de vücut geliştirme ve fitness denilince akla gelen Okan Belovacıklı oldu. Belovacıklı, 248 bin takipçisi olan bir Instagram hesabına sahip olup, tutuklanan İmamoğlu’na destek vermemesine rağmen sosyal medyada linç kültürüne maruz kaldı.
Okan Belovacıklı, sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımla bu durumu eleştirdi. “Bu da muhalefet terörü mü?” başlıklı gönderisinde, CHP’lilerin kendisine yönelttiği saldırılara cevap verdi. Belovacıklı, kendisinin İmamoğlu’nu destekleme veya Özgür Özel’in çağrılarını paylaşma zorunluluğu olmadığını vurgulayarak, “Kimseye cici görünmek için ya da mahalle öyle istiyor paylaşım yapmayacağım” ifadelerini kullandı. Ayrıca, kendisinin seküler mahalleye iş yapan biri olduğunu ve söylediği şeyleri korkmadan dile getirdiğini açıkladı.
Belovacıklı’nın mesajı şu şekildeydi: “Sevgili Linç medya ekibi; Ben Ekrem İmamoğlu’nu desteklemek, Özgür Özel’in sokak çağrısını ya da boykot listesini de paylaşmak zorunda değilim. Kimseye cici görünmek için ya da mahalle öyle istiyor paylaşım yapmayacağım, bunu bilin. Seküler mahalleye iş yapan biri olarak bunu da korkmadan söylüyorum. İsteyen takipten çıkar, isteyen salonlarımı boykot eder, isteyen ajans beni Ban listesine koyar. Mahalle baskısından korkarak Orwell sözü yazıp, fon müziğine Kufi koyacak bir adam da olmadığım için, en fazla basar giderim.”
Belovacıklı, destek vermediği için maruz kaldığı eleştirilerin yanı sıra, toplumsal olaylarla ilgili duruşunu da ortaya koydu. “Ama şunu bilin, gerek ‘Gezi’ gerek şimdi, hiçbir zaman şiddete evrilebilme ihtimali yüksek sokak olaylarını desteklemedim, gençleri sokağa çıkmaya teşvik etmedim. Sizleri sokaklara çağıranlar gün gelince sizi sokağın ortasında bırakanlar olacaktır. Harcanabilir kahramanlar olmayın” dedi. Bu ifadeler, duyarlı bir sosyal medya kullanıcısı olarak düşüncelerini açıkça paylaşma çabası olarak değerlendirildi.
Bu olay, Türkiye’nin gidişatını etkileyebilecek önemli bir siyasi tartışmanın da kapılarını açtı. İmamoğlu’nun tutuklanması ile birlikte, siyasi pozisyonlar arasındaki gerilim yeniden alevlendi. Ekrem İmamoğlu’nun partisi olan CHP, bunun bir siyasi tarafgirlik olarak algılandığını savunarak halk mobilizasyonuna yönelik daha aktif bir tutum sergilemeye başladı. Sokakları doldurmak için yapılan çağrılar, toplumsal bir hak arayışını tetikleme potansiyeline sahip. Ancak Belovacıklı gibi bazı bireyler, bu tür hareketlerin sosyal barışı tehdit edebileceğini ve sonuçta riskler barındırdığını dile getiriyor.
Sonuç olarak, Türkiye’deki siyasi iklimin bir yansıması olarak İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, sadece ilgili siyasetçilerin değil, toplumsal medyada etkili olan kişilerin görüşlerinin de hızlı bir şekilde gündem olmasına seb