Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yaptığı çağrıyla birlikte, teröristbaşı Abdullah Öcalan ile görüşmek üzere İmralı’ya giden Demokrasi ve Eşitlik İttifakı (DEM) Partisi heyeti, bugün Gelecek Partisi’ne bir ziyaret gerçekleştirdi. Bahçeli’nin göreviyle benzer bir tutum sergileyen Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, gelen heyeti kapıda karşıladı ve görüşme süreci başladı.
DEM Parti heyetinin içerisinde, İmralı görüşmesine katılan Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’in yanı sıra, yerlerine kayyum atanan Ahmet Türk de yer aldı. Gelecek Partisi heyeti ise, Ahmet Davutoğlu’nun liderliğinde Mustafa Bilici, Kani Torun, Hasan Seğmen ve Aydın Altaç’tan oluşuyordu, bu durum iki parti arasındaki işbirliğinin yeni bir aşamasını temsil ediyordu.
Ziyaretin ilk aşamasında, Dem Parti heyeti, Gelecek Partisi temsilcileri tarafından sıcak bir şekilde karşılandı. Bu buluşmanın ardından, DEM Parti heyeti saat 13:30’da Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) kurmayları ile, daha sonra saat 15:30’da ise Saadet Partisi ile toplantılar yapacak. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ise, ziyaret için randevu almak amacıyla Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında bir karar vermeyi planlıyor. İYİ Parti ise, DEM Partisi ile herhangi bir görüşme yapmayacağını belirtti ve bu tutumunu kamuoyuyla paylaştı.
Öte yandan, İmralı heyeti, geçtiğimiz Cuma günü Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile de bir araya gelmişti. Bu tür görüşmeler, partilerin politika geliştirme ve işbirliği alanında attığı adımlar açısından oldukça önemli bir yere sahip. Dolayısıyla, DEM Parti ve Gelecek Partisi’ndeki görüşmelerin ardından, ilerleyen günlerde yapılacak olan toplantılarda hangi sonuçların çıkacağı ve hangi stratejik adımların atılacağı merakla bekleniyor.
Bütün bu gelişmeler, Türk siyasetinde altüst olan dengelerin yeniden şekillendirilmesine dair önemli ipuçları veriyor. MHP’nin öncülüğündeki bu tür diplomatik girişimlerin, ilerleyen süreçte ittifakların yeniden düzelmesini sağlayıp sağlamayacağı ise tamamen bu partilerin stratejilerine ve halkın desteğine bağlı. Tüm bu süreç, Türkiye’nin siyasi geleceği açısından son derece kritik bir dönüm noktasını oluşturuyor.
