İç cephe olarak adlandırılan, el sıkışmayla devam eden ve tek taraflı örgütün tasfiye edilmesi önerisiyle devam eden süreç, sonunda yeni bir durumla karşı karşıya bırakıldı.
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin aldığı inisiyatif, belki de siyasi açıdan ağır sonuçlar doğurabilir. Ancak Bahçeli, “bunu bile sineye çekeriz” diyerek kararlı bir tavır sergiliyor. Ayrıca, iç cephenin güçlenmesi için fedakarane bir çıkış yaparak yakın tehditlere karşı kendisini ortaya koymaktadır.
Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim’den bu yana 3 hafta boyunca sürekli olarak gündeme getirdiği ve vites yükselterek önemini artırdığı meseleyi, günlük polemik konusu şeklinde tartışmak doğru değildir. Muhalefetin meseleye hazırlıksız yakalandığı ve günlük polemiğe odaklandığı görülmektedir.
Bahçeli’nin açıklamalarıyla ilgili olarak ortaya atılan birçok spekülasyona karşın, asıl önemli olanın “devlet aklı” tarafından yönlendirilen bir proje olduğu görülmektedir. Bahçeli’nin açıklamalarıyla, terörle mücadelede yeni bir sürecin başlangıcı olarak değerlendirilmektedir.
Muhatabına not: “Kürt meselesi benim meselem” demişti Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda Sayın Erdoğan. Bugün, “Terör örgütü elebaşı, gerekirse gelsin DEM Parti’nin grup toplantısında örgütün lağvedildiğini açıklasın” diyor Sayın Bahçeli. Son 20 yılda alınan mesafeleri… Özgürlükler ve demokratik kazanımları hatırlayıp… Bu son çağrıya kulak vermek zamanıdır. Yoksa Amerika’nın uzun vadeli Ortadoğu’daki stratejik hedefi yekpare ulus devletlerini bölmektir. Türkiye de potadadır. Şayet içeride birliğimizi, dirliğimizi kuramazsak, Amerika, İsrail ve kendine müzahir PKK/PYD gibi örgütler yoluyla Türkiye’ye de çullanacak… Demedi demeyin!
Sonuç olarak, Bahçeli’nin açıklamalarının sadece günlük polemik konusu olarak değil, terörle mücadelenin amansız bir şekilde devam etmesi ve siyasi anlamda iç cephede güçlenmenin sağlanması için büyük bir adım olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu ve Amerika’nın Ortadoğu stratejilerine karşı birlik olma gerekliliği vurgulanmaktadır. Bu çağrıya kulak verilmemesi durumunda Türkiye’nin karşı karşıya kalabileceği tehlikelere dikkat çekilmektedir.
