İbrahim Aydın adlı şahıs, İnegöl’e bağlı kırsal Dipsizgöl Mahallesi’nde ikamet etmekteydi. Bir gün, odun toplamak amacıyla saat 11.00 civarında ormana gitti ancak akşam olunca hala geri dönmemesi üzerine ailesi endişelenerek çevrede arama yapmaya başladı. Ancak başarılı olamayan aile, durumu jandarmaya bildirdi. Aldıkları ihbar üzerine bölgeye, jandarma, AFAD, İnegöl Doğal Afetler Arama Kurtarma (İNDAK) ve İnsan Hak ve Hürriyetleri ve İnsani Yardım Vakfı (İHH) arama kurtarma ekipleri sevk edildi. Toplamda 150 kişilik ekip ve 2 iz takip köpeği ile yapılan arama çalışmaları sonunda, İbrahim Aydın’ın cansız bedeni, evine 2 kilometre uzaklıktaki dere yatağında bulundu.
Olay yerinde yapılan ilk incelemeler sonucunda, Aydın’ın uçurumdan dengesini kaybederek düşerek hayatını kaybettiği ihtimali değerlendirildi. 2 çocuk babası olan Aydın’ın cenazesi, savcılık incelemesinin ardından kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için Bursa Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Jandarma ekipleri de olayla ilgili geniş çaplı bir soruşturma başlattı.
İbrahim Aydın’ın ani ve trajik ölümü mahalle sakinlerini derinden üzmüş ve şaşırtmıştı. Aydın, köyde sevilen ve saygı duyulan birisiydi ve böyle bir kaza sonucunda hayatını kaybetmesi herkesi derinden etkilemişti. Ayrıca, bölgede bu tür kazaların nadir görülmesi, olayın daha da şaşkınlık yaratmasına neden olmuştu.
İnegöl jandarma ekipleri, Aydın’ın ölümünün ayrıntılarını ve nedenlerini aydınlatmak için titizlikle çalışmaya devam ettiler. Aynı zamanda ailesinin acısını en hafif şekilde hafifletmek ve gereken desteği sağlamak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlardı. Bölge halkı da Aydın ailesine başsağlığı dileklerini ileterek birlik ve beraberlik içinde olmanın önemini vurguluyorlardı.
Sonuç olarak, İbrahim Aydın’ın beklenmedik ve üzücü ölümü, bölgedeki herkesi derinden etkilemiş ve üzüntüye boğmuştu. Ancak olayın aydınlatılması ve ailenin desteklenmesi için jandarma ekipleri ve diğer kurumlar gereken tüm çalışmaları yapacaklardı. Ailenin yanında olmak ve bu tür olayların önlenmesi için gerekli tedbirleri almak, herkesin ortak sorumluluğuydu.