İngiltere Başbakanı Rishi Sunak’ın başkanlığında yapılan basın toplantısında, ülkede genel seçimlerin 4 Temmuz tarihinde yapılacağı duyuruldu. Sunak, Buckingham Sarayı’na giderek Kral 3. Charles’tan Parlamentoyu feshetmesini talep etti. Bu karar, son seçimlerin 2019’da gerçekleştiği ve Muhafazakar Parti’nin o zamanki seçimlerde 80 sandalye farkı ile Avam Kamarası’nda çoğunluğu sağladığı bilgisine dayanıyor.
Muhafazakar Parti, son dönemde ekonomide yaşanan olumsuz gelişmelerin yanı sıra Brexit ve Rusya-Ukrayna savaşının etkileriyle baskı altındaydı. Bu baskının artmasıyla birlikte ülke genelinde yapılan yerel seçimlerde Muhafazakar Parti büyük kayıplar yaşadı. İşçi Partisi, 185 ek sandalye kazanarak belediye meclis üyeliğini 1140’a yükseltirken, Muhafazakar Parti ise 473 sandalye kaybederek 513’e geriledi. Bu sandalyelerin bir kısmı ise Liberal Demokratlar, Yeşiller ve bağımsız adaylara geçti.
Genel seçimlerde İngiltere parlamentosunda kanunları ve politikaları belirleyen 650 milletvekili seçilecek. Bu milletvekilleri, Londra merkezli parlamentonun Avam Kamarası için seçilecekler. Son seçimlerin 4 Temmuz’da yapılacak olması, ülkede siyasi arenada heyecanı artırmış durumda. Bu seçimlerin sonuçları, İngiltere’nin gelecekteki politik ve ekonomik rotasını belirlemede önemli bir rol oynayacak. Son seçimlerde Muhafazakar Parti’nin çoğunluğu kaybetmesi, ülkede siyasi dengelerin nasıl değişebileceği konusunda da ipuçları veriyor.
Bu seçimler aynı zamanda İngiltere’nin Brexit sonrası ve dünya genelinde artan siyasi gerilimlerin gölgesinde gerçekleşiyor olmasıyla da dikkat çekiyor. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi durum, seçim sonuçlarının ülke ve Avrupa Birliği ilişkilerini nasıl etkileyeceği konusunda da önemli bir belirleyici olacak. 4 Temmuz’da yapılacak olan genel seçimler, İngiltere’nin geleceği ve siyasi yönünü belirlemede kritik bir adım olacak gibi görünüyor.