Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye, İran Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan’ın yemin törenine katılmak üzere Tahran’a gitti. Ancak orada bulunduğu sırada bir suikasta hedef oldu ve hayatını kaybetti. İran Devrim Muhafızları ordusundan yapılan açıklamada, Haniye’nin ve bir korumasının Tahran’da kaldıkları konuta yapılan saldırı sonucu şehit olduğu belirtildi.
Bu suikast olayı, İran’ın güvenlik zafiyetlerini ve koruma eksikliklerini gündeme getirdi. Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, saldırının detaylarıyla ilgili olarak çeşitli olasılıkları değerlendirdi. Bombalı paket, kamikaze drone, SİHA veya füzeler gibi çeşitli silahlar kullanılarak gerçekleştirilmiş olabileceğini belirtti.
Eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı İsmail Hakkı Pekin, Haniye’nin kaldığı binaya yapılan saldırı üzerine 3 farklı senaryo öne sürdü. Haniye’nin konakladığı binanın önceden gözlenmiş olması gerektiğini belirterek, saldırının uçakla gerçekleştiğini varsaymanın zor olduğunu ifade etti. F-35 füzelerinin menzilinin uzak olmasıyla ilgili olarak Ürdün ve Irak hava sahalarının kullanılmasının gerekebileceği üzerinde durdu.
Genel olarak, saldırının nasıl gerçekleştiği ve hangi yöntemlerin kullanıldığına ilişkin çeşitli görüşler ortaya atıldı. İran’ın istihbarat zaafı ve koruma eksiklikleri konusunda eleştiriler getirildi. İran istihbaratının sık sık benzer suikastlarda başarısız olduğu ve zafiyetlerinin devam ettiği vurgulandı. Ayrıca, suikastın ardından soru işaretleriyle dolu bir dönemin başlangıcına işaret eden gelişmelerin yaşandığı belirtildi.
Sonuç olarak, İran Cumhurbaşkanı’nın yemin törenine katılmak üzere Tahran’da bulunan İsmail Haniye’nin uğradığı suikast olayı, Türkiye ve uluslararası alanda geniş yankı uyandırdı. Olayın ardından gerçekleşen analizler ve değerlendirmeler, suikastın gerçekleşme şekli ve etkileri hakkında kapsamlı bir tartışma ortamı oluşturdu. İran’ın istihbarat zaafı ve güvenlik eksiklikleri konusunda ciddi endişeler dile getirilirken, bölgedeki gerilimin artabileceği ihtimalleri üzerinde duruldu.