Ankara’da, tarihi Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin güzel örneklerinden biri olan İsfahani Mescidi, kapsamlı bir restorasyon sürecinin ardından yeniden ibadete açılmıştır. Restorasyon çalışmaları, Türkiye’nin önemli kurumlarından biri olan Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından başarıyla tamamlanmıştır. Açılış töreninde, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, hutbe okuyarak, cemaatle birlikte cuma namazını kıldırmıştır.
Bu anlamlı programda, Erbaş tarafından “Müminin hayatında umutsuzluğa yer yoktur” başlıklı bir cuma hutbesi okunmuştur. Hutbede, Allah’ın insanlığa gönderdiği peygamberlerin, en zor zamanlarda bile ümitlerini kaybetmedikleri dile getirilmiştir. Erbaş, “Bizler de zaman zaman zorluklarla karşılaşabiliriz,” diyerek, insan hayatında karşılaşılan bu zorlukların doğal olduğunu vurgulamıştır. Ayrıca, aile hayatı, ticaret dünyası ve komşuluk ilişkileri gibi çeşitli alanlarda sıkıntılar yaşanabileceğini belirtmiştir.
Erbaş, bu zorlukların ne kadar büyük olursa olsun, Allah’ın rahmetinin ve merhametinin her şeyi kuşattığını ifade etmiştir. “Yeter ki bizler Rabbimize, kendimize, ailemize, çevremize ve bütün insanlara karşı sorumluluklarımızı yerine getirelim,” diyerek, insanların bu sorumlulukları yerine getirmeleri gerektiğini belirtmiştir. Salih ameller ve güzel ahlakin önemine vurgu yaparak, hayatın bu değerlerle süslenmesi gerektiğini dile getirmiştir.
Cuma namazının ardından İsfahani Mescidi’nin açılışı dolayısıyla bir kurdele kesimi gerçekleştirilmiştir. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, buradaki dua sırasında mescidin hayırlı olması temennisinde bulunmuş, bu yeni ibadet alanının toplum için güzel bir örnek teşkil etmesini ümit etmiştir. İsfahani Mescidi’nin açılışı, yerel halkın yanı sıra, cami ziyaretçileri arasında da büyük bir sevinçle karşılanmış, toplumsal dayanışma ve birlik duygularının pekişmesine vesile olmuştur.
İsfahani Mescidi’nin restorasyonu, sadece fiziksel bir yenileme değil, aynı zamanda tarihi ve kültürel bir mirasın korunması açısından da büyük bir öneme sahiptir. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden izler taşıyan bu yapının, sadece ibadet için değil, aynı zamanda sosyal etkinlikler ve eğitim faaliyetleri için de kullanılması planlanmaktadır. Restorasyon süreciyle birlikte, caminin iç mekanında yapılan detaylı çalışmalar, geleneksel mimarinin zarif örneklerini modern hayatla buluşturmayı amaçlamaktadır.
Sonuç olarak, İsfahani Mescidi’nin açılışı, sadece dini bir fonksiyonu yerine getirmekle kalmayıp, toplumsal, kültürel ve tarihi açıdan da önemli bir gelişmedir. Bu yenilik, Ankara halkı için bir ibadet yeri olmanın ötesinde, birlik ve beraberliği pekiştiren bir alan olma özelliği taşıyacaktır. Böylece, geçmiş ile geleceği birleştiren bir köprü vazifesi görmesi hedeflenmektedir. Bu tür projelerin, sürdürülebilir mirasın korunması açısından örnek teşkil etmesi beklenmektedir.