Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İstanbul’un Üsküdar ilçesindeki Kuleli Caddesi’nde denize kanalizasyon suyu döktüğü belirlenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na bağlı İSKİ (İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi) kurumuna toplamda 1 milyon 337 bin 354 TL ceza uyguladı. Bu ceza, çevre kirliliğine neden olma gerekçesiyle kesildi.
İSTANBUL (İGFA) – Çevre Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı İstanbul İl Müdürlüğü ekipleri, Üsküdar’daki Kuleli Caddesi’nde incelemelerde bulunarak burada kanalizasyon suyu ve gıda atıklarının denize döküldüğüne dair bulgular elde etti.
Yapılan incelemelerin sonucunda, Marmara Denizi’nin kıyısındaki mansaptan, karışık atık suyun çıkışı tespit edildi. Bu durumda, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na bağlı İSKİ’nin bu bölgedeki deşarjlarının Marmara Denizi’nde meydana gelen kirliliğe neden olduğu açıkça belirlendi. Çevre kirliliğini önlemek amacıyla yapılan incelemeler neticesinde, 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 8. maddesine dayanarak İSKİ’ye idari ceza kesildi.
Çevre Kanunu’nun 8. maddesi, denizlerin ve içme suyunun korunması açısından “Kirletme Yasağı” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, ülke sınırları içinde yer alan denizlere ve bu denizlerin yetki alanlarına, içme ve kullanma amacı dışında atık boşaltmak yasaktır. Bu kurala aykırılık, ciddi yaptırımları beraberinde getirir.
İlgili İfadeler: Sosyal medya platformlarında bu duruma ilişkin çeşitli tepkiler ve yorumlar yapılırken, bakanlık tarafından alınan bu ceza, çevre kirliliğine karşı duruşun güçlendirileceği şeklinde yorumlandı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilmesi sürecine bahsettiği zaman, çevre sorunlarına karşı duruşların ve uygulamaların da gözden geçirilmesi gerektiği vurgulanmıştı.
Geçtiğimiz dönemde, çevre sağlığını koruma yönünde yapılan çalışmalar neticesinde birçok kurum ve kuruluş, izin verilen sınırlar içerisinde atık su deşarjı gerçekleştirmekte ve böylece çevrenin korunmasına katkıda bulunmaktadır. Ancak İSKİ’nin yaptığı bu atık deşarjı, hem yasal düzenlemelere aykırı hem de halk sağlığını tehdit eder nitelikte olduğu için sıkı denetimlerin başlatılması gerekliliği ortaya çıkmıştır.
Bu durum, İstanbul’daki kamu kurumlarının çevre yönetiminde daha dikkatli ve sorumlu adımlar atması gerektiği gerçeğini de bir kez daha gözler önüne sermiştir. Uzmanlar, yerel yönetimlerin, çevresel sürdürülebilirliği sağlamak adına stratejiler geliştirmesi ve halkı bu konuda bilinçlendirmesi gerektiğinin altını çizmektedir.
Sonuç: Denizlerimizin ve canlılarımızın geleceği için atıkların doğru yönetimi ve çevre yasalarına uyulması son derece önemlidir. Kirliliğin önlenmesi, toplum sağlığını koruma konusunda da üst düzey bir gerekliliktir.