İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ABD Başkanı Joe Biden ile Beyaz Saray’da yapmayı planladığı görüşme henüz netlik kazanmamış durumda. 7 Ekim’den sonraki ilk yurt dışı ziyaretinde olan Netanyahu’nun, Biden’ın karantinasının sona ermesini beklediği belirtiliyor. Ayrıca Netanyahu’nun dört yıl aradan sonra Washington’a gerçekleştireceği ziyaret sırasında eski Başkan Donald Trump ile görüşme ayarlamaya çalıştığı ifade ediliyor.
Netanyahu’nun Kongre’de yapacağı konuşmada, Gazze’deki insanlık felaketine dikkat çekmeye çalışacağı ve Amerikan kamuoyunu etkilemeyi hedeflediği değerlendiriliyor. Ancak, Netanyahu’nun Washington ziyaretine karşı bazı Demokrat parti temsilcilerinin boykot etme kararı alması beklenmektedir. Ayrıca, İsrailli grupların da Netanyahu’yu protesto etmek için hazırlık yaptığı bilinmektedir.
Netanyahu’nun Hamas ile müzakereler için Mossad liderliğindeki bir heyeti Doha’ya gönderme kararı, İsrailli esirlerin ailelerinden tepki çekmiştir. ABD yönetimi ise Gazze’deki İsrail saldırıları karşısında Tel Aviv’e destek vermekle eleştirilmektedir. Netanyahu’nun Hamas ile esir takası anlaşması yapmamakla suçlandığı da belirtilmektedir.
İsrail’in Gazze’ye başlattığı saldırılar devam ederken, Biden’ın başkanlık yarışından çekilmesiyle küresel politikaların yönü belirsiz hale gelmiştir. Gazze’de yaşanan insanlık durumu ise giderek kötüleşmektedir. İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik şiddetli saldırıları sonucunda yüzlerce Filistinli yaşamını yitirmiş, binlercesi yaralanmıştır. Bu durum, bölgede insani bir felakete yol açmıştır.
Yerinden edilmiş Filistinlilerin yaşadığı acı durum, sosyal medyada sıklıkla paylaşılmış ve uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmiştir. Issızlaştırılan bölgelerden kaçmaya çalışan insanların dramı, dünya genelinde yürekleri sızlatmaktadır. İsrail’in sert müdahalesi sonucunda milyonlarca kadın ve çocuğun yaşamını yitirmesi ise uluslararası alanda sert eleştirilere neden olmaktadır.
Sonuç olarak, Netanyahu’nun ABD ziyareti ve Gazze’deki insanlık dramı uluslararası ilişkileri etkileyen kritik bir dönemde gerçekleşmektedir. Netanyahu’nun siyasi kararları ve ABD’nin tutumu, bölgedeki krizin çözümüne ilişkin belirleyici olacaktır. Tüm tarafların yapıcı bir diyalog içinde çözüm arayışına girmesi, bu insani felaketi sonlandırmada önemli bir adım olacaktır.