Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu için tutuklama emri çıkarılması, Batı ülkelerinde farklı tepkilere yol açtı. Almanya’nın ‘beklenmedik’ tavrı ise İsrail’i oldukça rahatsız etti. Almanya hükümeti, Netanyahu’nun ülkeye gelmesi durumunda tutuklama işleminin gerçekleştirileceğini belirtti. Bu açıklama, özellikle Gazze’ye yapılan saldırılarda İsrail’e koşulsuz destek veren Berlin’in tavır değişikliğini yansıtıyordu. Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un sözcüsü Steffen Hebestreit, savaş suçları nedeniyle çıkarılan tutuklama emrini uygulayacaklarını belirterek net bir duruş sergiledi.
İsrail’in Berlin Büyükelçisi Ron Prosor ise Alman hükümetinin bu tavrını eleştirerek tepkisini dile getirdi. Prosor, Almanya’nın ulusal güvenlik ve çıkarlarına zarar vermemek adına İsrail’in meşru müdafaa hakkını engellemesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Bu durum, Almanya’nın güvenliğini İsrail’in de bir parçası olarak görmesini ifade eden ‘Staatsrason’ kavramıyla ilişkilendirildi. Başka bir Almanya Başbakanı Angela Merkel’in de yıllar önce yaptığı açıklamalar, İsrail’in Almanya’nın varoluş nedeninin bir parçası olduğunu vurguluyordu.
Siyasi anlamda yaşanan bu gelişmeler, tarihi ve güncel ilişkileri de etkiliyor. Almanya’nın şimdi, Netanyahu hakkındaki tutuklama emrini uygulamaya koyacağını belirtmesi, uluslararası camiada da dikkatle takip ediliyor. İsrail ve Almanya arasındaki ilişkilerin bu gelişmeyle nasıl şekilleneceği ise önümüzdeki günlerde netlik kazanacak. Netanyahu’nun tutuklanma durumunda İsrail hükümetinde nasıl bir reaksiyon olacağı ve bu durumun bölgedeki siyasi dengelere etkisi de büyük merak konusu.
Sonuç olarak, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Netanyahu hakkındaki tutuklama emri, Almanya’nın beklenmedik tavrı ve İsrail’in tepkisi, bölgedeki siyasi atmosferi gerilimli hale getirmiştir. Bu gelişmeler, tarih ve uluslararası ilişkiler bağlamında önemli etkiler yaratmaktadır ve gelecekteki gelişmelerin de şekillenmesinde belirleyici olabilir.
