BM Genel Kurulu’nda Filistin’e daha fazla hak tanınması ve üyelik talebinin tekrar ele alınması için yapılan oylamada, 143 ülkenin evet oyuyla karara destek verildi. Kararda Filistin’in BM üyeliği için destek istenirken, Filistin’e bazı ayrıcalıklar tanınması ve oturma hakkı gibi haklar verilmesi talep edildi. Bu karar, ABD’nin geçtiğimiz ayki red oylamasının ardından Filistin’in üyelik talebinin tekrar ele alınmasını öngörüyor.
İsrail’in BM Daimi Temsilcisi Gilad Erdan, Filistin’in üyeliğini destekleyen ülkelere tepki göstererek skandal bir eyleme imza attı. Erdan, BM’nin kuruluş anlaşması metnini kağıt öğütücüye koyarak parçaladı ve bu davranışı sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Erdan, üyeliği destekleyen ülkeleri eleştirirken BM’nin kuruluş anlaşmasını kendi elleriyle parçaladıklarını belirtti.
Kararın kabul edilmesiyle Filistin’e bazı ek ve ayrıcalıklar tanınacak ve BM üyesi devletler arasında daha etkin bir rol oynama imkanı sağlanacak. Ayrıca ABD’nin geçtiğimiz ayki red oylaması sonrasında tekrar ele alınması istenen Filistin’in tam üyelik talebi de tekrar gündeme getirildi. Kararda Filistin’in BM Şartı’na uygun olarak üye devlet olarak kabul edilmesi gerektiği vurgulandı.
Bu karar, Filistin’in BM’deki statüsünü güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Filistin’in BM üyeliği konusu uzun yıllardır gündemde olan bir konu olup, çeşitli uluslararası toplumlar ve kuruluşların desteğini almaktadır. Filistin’in BM üyeliği, bölgedeki barış sürecine olumlu katkılar sağlaması beklenen önemli bir adımdır.
Filistin’in BM üyeliği konusundaki bu karar, bölgedeki gerginlikleri artırabileceği gibi barış sürecine de olumlu etkiler yapabilir. İsrail’in Gilad Erdan’ın yaptığı skandal eylem ise uluslararası toplumda tepkiye neden olmuş ve İsrail-Filistin ilişkilerindeki gerilimi artırmıştır.
Sonuç olarak, BM Genel Kurulu’nda kabul edilen Filistin kararı, bölgedeki barış sürecine yönelik önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Filistin’in BM üyeliği konusundaki bu karar, bölgedeki dengeleri etkileyebilecek önemli bir gelişmedir ve uluslararası toplumun dikkatle takip edeceği bir süreci başlatmıştır.