İsrail ordusu, Batı Şeria’nın kuzeyinde bulunan Cenin Kenti ve Cenin Mülteci Kampı’na iki gün süren askeri saldırılarının ardından geri çekildi. 21 Mayıs sabahı başlayan saldırıların tamamen sona erdiği açıklandı. Filistinli vatandaşlar, İsrail ordusunun çekilmesinin ardından Cenin Mülteci Kampı’ndaki evlerine ve mülklerine dönmeye başladı. Görgü tanıkları, yüzlerce Filistinlinin geri dönüş yaptığını belirtti. Filistin Sağlık Bakanlığı ise dün yaptığı açıklamada, saldırılar sonucunda ölen Filistinlilerin sayısının 11’e yükseldiğini duyurdu.
İsrail ordusunun Cenin’e yönelik saldırılarıyla ilgili kronolojiye baktığımızda, saldırıların 21 Mayıs’ta başladığı ve iki gün boyunca devam ettiği görülüyor. Cenin Kenti ve Mülteci Kampı, bu süreçte hedef alınan bölgeler oldu. Ancak İsrail ordusu, saldırıların ardından geri çekilme kararı alarak bölgeden ayrıldı. Bu çekilme sonrasında, Filistinli vatandaşlar evlerine ve mülklerine dönerek normal yaşamlarına geri dönmeye başladılar.
Filistinli yetkililer, saldırılar sonucunda hayatını kaybedenlerin sayısının 11’e ulaştığını belirtti. Ölenler arasında sivillerin de olduğu vurgulandı. İsrail ordusunun hedef aldığı bu saldırılarda büyük çapta maddi ve manevi zararlar meydana geldiği tahmin ediliyor. Bölgedeki insanların yaşadığı travmanın uzun bir süre devam edebileceği ve normal hayata dönmenin zor olabileceği belirtiliyor.
İsrail ordusunun Cenin’e yönelik saldırıları, bölgedeki gerilimi artırdığı gibi uluslararası camiada da endişe yarattı. Filistin topraklarında yaşanan çatışmalar ve saldırılar, bölgedeki barış ve istikrara yönelik olumsuz etkiler yaratmaya devam ediyor. Uluslararası toplumun bu konudaki duyarlılığı ise her geçen gün artıyor.
Sonuç olarak, İsrail ordusunun Cenin’e yönelik gerçekleştirdiği saldırıların ardından çekilmesi, bölgedeki gerilimi bir nebze olsun azaltmış gibi görünse de, bölgedeki sorunların kökten çözümü için daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiği ortaya çıkıyor. Her iki tarafın da diyalog ve müzakere yoluyla sorunları çözmeye odaklanması, bölgede kalıcı barışın sağlanması açısından oldukça önemli bir adım olacaktır.
