Dışişleri Bakanlığı, Kudüs’ün Mescid-i Aksa’sına düzenlenen baskına sert bir tepki gösterdi ve resmi bir açıklama yaparak olayı kınadı. Bakanlık, olayın Kudüs’ün tarihi statüsünü ihlal eden ve bölgedeki gerginliği artırabilecek bir provokasyon olduğunu belirtti. Ayrıca, İsrail’in barış isteğinden uzak olduğunu ortaya koyduğunu vurguladı ve uluslararası toplumun bu tür eylemleri engellemek için harekete geçmesi gerektiğini dile getirdi.
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Necef ve Celile Kalkınma Bakanı Yitzhak Wasserlauf ile bir grup İsrail Meclis üyesinin, İsrail polisi koruması altında Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlediği bildirildi. Ben-Gvir, baskın sırasında yaptığı açıklamada, Yahudilerin Mescid-i Aksa’da ibadet etmesi gerektiğini savunarak buranın yönetiminde büyük gelişmeler olduğunu ifade etti. Bu durum, bölgedeki gerilimi artırabilecek nitelikte olan bir yaklaşımı yansıtmaktadır.
Dışişleri Bakanlığı, İsrail Hükümeti’nin Gazze’de gerçekleştirdiği şiddetin durdurulmasını ve bölgenin istikrarını hedef alan bu tür eylemlerin önlenmesi için uluslararası toplumun bir an önce harekete geçmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, baskının Kudüs’ün tarihi statüsüne zarar verdiğini vurgulayarak İsrail’in barışa ulaşma niyetinde olmadığını net bir şekilde ortaya koydu.
Mescid-i Aksa, İslam inancına göre Kudüs’te bulunan üç kutsal mescitten biridir ve İslam dünyası için büyük bir öneme sahiptir. Bu nedenle, Mescid-i Aksa’ya yönelik herhangi bir saldırı veya ihlal, Müslümanlar arasında derin endişe ve tepkilere neden olmaktadır. Dışişleri Bakanlığı’nın bu baskına sert tepki göstermesi ve uluslararası toplumu bu tür eylemlere karşı önlem almaya çağırması önemlidir.
İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik baskını, bölgedeki gerginliğin artmasına ve taraflar arasındaki ilişkilerin daha da kötüleşmesine neden olabilecek potansiyel bir kışkırtıcı eylem olarak değerlendirilmelidir. Bu tür provokasyonların önlenmesi ve barışçıl bir çözüm bulunabilmesi için tüm tarafların diyaloğa ve müzakereye açık olması önem arz etmektedir. Dışişleri Bakanlığı’nın bu konudaki hassasiyeti ve tepkisi, bölgedeki istikrarın ve barışın korunması açısından önemli bir adımdır.