İsrail basını, 42 yedek askerin “Gazze Şeridi’nde görev yapmayı” reddettikleri hakkında haberi duyurdu. Söz konusu bölgede yaşanan hava saldırıları, büyük bir yıkıma ve sivil kayıplara sebep olmaktadır. İsrail ordusu tarafından düzenlenen operasyonlarda, yoğun nüfuslu sivil bölgeler hedef alınmakta ve ölü ve yaralı sayısı hızla artmaktadır.
İsrailli Haaretz gazetesinin bildirdiğine göre, İsrail ordusunda görev yapan 42 yedek asker, mayıs ayının sonunda, Gazze’ye yapılan saldırılara karşı çıkarak askerlik görevini yerine getirmeyi reddetmişlerdir. Yedek askerlerin imzaladığı mektupta, savaşın kaçırılan esirleri geri getirmeyeceği kanıtlandığı ve Gazze’de hizmet etmeyi reddettikleri belirtilmiştir.
Mektubu imzalayan askerlerin çoğu ordunun farklı birimlerinde görev yapmaktadır. Mektubu imzalayan ve öğretmen olan yedek askerlerden biri, İsrail’in Lübnan sınırındaki operasyonlara katılabileceğini ancak Gazze’de savaşmayacağını belirtmiştir. İsrail’in esir takası yerine Gazze’ye kara saldırısı düzenlemesine karşı çıkan yedek askerler, vicdani sebeplerle görev yapmayı reddetmişlerdir.
İsrail ordusunda görev yapan bir yedek asker, takım komutanının Filistinli bir evi yakma emri verdiğini belirterek, ordunun yaptıklarını ahlaki bulmadığını ifade etmiştir. Bir diğer yedek asker ise savaş uçaklarının bombaladığı görüntüler karşısında şaşkınlık yaşadığını ve yaşananların rastgele ateş açmaktan ibaret olduğunu dile getirmiştir.
İsrail ordusu, Gazze’ye yönelik saldırıların ardından 360 bin yedek askeri göreve çağırmıştır. Bu saldırılarda binlerce sivil hayatını kaybetmiş ve hastane ile eğitim kurumları dahil olmak üzere sivil altyapı da zarar görmüştür. Gaza bölgesinde halen enkaz altında kalan binlerce kişi bulunmaktadır.
Sonuç olarak, İsrail’de 42 yedek askerin Gazze savaşlarına karşı çıktığı ve görev yapmayı reddettiği haberleri ülke gündemine oturmuş durumdadır. Bu durum, savaşın insanlık açısından yarattığı etik sorunları ve vicdani kaygıları yeniden gündeme getirmiştir. Bu tür olaylar, askerlik hizmetini yerine getiren bireylerin karşı karşıya kaldıkları zorlu kararları da gözler önüne sermektedir.
