İsrail’in Gazze Şeridi’nde 7 Ekim tarihinden itibaren gerçekleştirdiği saldırılar sonucunda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 40 bin 405’e ulaştı. İsrail ordusu, sivilleri hedef alarak soykırım faaliyetlerini sürdürmekte ve bölgede şiddetli saldırılar gerçekleştirmektedir. Bu saldırılar sonucunda hayatını kaybeden sivil sayısı her geçen gün artmaktadır. Son 24 saat içerisinde İsrail ordusunun düzenlediği 3 saldırıda 71 sivilin hayatını kaybettiği ve 112 sivilin yaralandığı belirtilmiştir.
Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, İsrail’in 324 gün boyunca devam eden saldırılarının sonucunda toplam can kaybının 40 bin 405’e, yaralı sayısının ise 93 bin 468’e yükseldiği ifade edilmiştir. Gazze Şeridi’nde yaşanan insanlık dışı saldırılar, uluslararası toplumun da dikkatini çekmekte ve kınanmaktadır. İsrail’in sivilleri hedef alarak gerçekleştirdiği bu saldırılar, insani krize neden olmakta ve masum insanların hayatını kaybetmesine sebep olmaktadır.
Gazze Şeridi, yıllardır İsrail’in baskısı ve saldırılarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Filistin topraklarının en yoğun nüfusuna sahip olan Gazze, sürekli olarak zor durumda yaşayan insanların barındığı bir bölge olarak bilinmektedir. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları ve ablukası, bölge halkının yaşam koşullarını olumsuz etkilemekte ve temel insan haklarının ihlal edilmesine sebep olmaktadır.
Ulusal ve uluslararası insan hakları kuruluşları, İsrail’in Filistin halkına yönelik gerçekleştirdiği bu saldırıları sert bir dille kınamaktadır. Özellikle sivil halkın hedef alınması ve kışkırtıcı eylemlerle masum insanların yaşamını yitirmesine neden olunması uluslararası hukuka aykırıdır ve savaş suçu olarak değerlendirilmektedir.
Gazze Şeridi’nde yaşanan bu trajik olaylar karşısında uluslararası toplumun sessiz kalmaması ve İsrail’in suçlarına karşı ciddi adımlar atması gerekmektedir. Filistin halkının haklarına saygı duyulmalı ve bölgedeki insanların güvenliği için gerekli önlemler alınmalıdır. İsrail’in bölgeye yönelik saldırılarına son verilmesi ve barışçıl çözümler bulunması için uluslararası toplumun ortak bir tavır sergilemesi hayati önem taşımaktadır.