Birleşmiş Milletler, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 7 Ekim’den bu yana 10 binden fazla kadının hayatını kaybettiğini açıkladı. Bu saldırılarda yaşamını yitiren kadınların 6 binden fazlasının ise 19 bin yetim çocuğu bıraktığı belirtildi. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları ise 193 gündür devam ediyor. BM Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi Birimi, Gazze’deki kadınlar hakkında detaylı bir rapor yayınladı.
Rapora göre, Gazze’de yaşayan kadınlar büyük bir tehdit altında. Savaşın kadınlara yönelik bir savaş olarak devam ettiği vurgulandı. Hayatta kalan kadınlar yerlerinden ediliyor, eşlerini kaybediyor ve açlıkla mücadele ediyorlar. Gazze’deki yaşam şartları oldukça zor. 1 milyondan fazla kadın ve kız çocuğu, yiyecek bulma konusunda zorluk çekiyor. Güvenli suya, tuvaletlere ve hijyen ürünlerine erişimleri ise neredeyse hiç yok.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları sonucu, bugüne kadar 33 bin 843 kişi hayatını kaybetti, 76 bin 575 kişi de yaralandı. Kadınların en çok hedef alındığı bu saldırılarda, çocuklar da büyük bir tehlike altında. Özellikle yetim kalan çocuklar, hem psikolojik olarak hem de ekonomik olarak büyük zorluklarla karşı karşıya kalıyor.
BM’nin bu raporuyla, Gazze’deki krizin boyutu bir kez daha gün yüzüne çıkmış oldu. Uluslararası toplumun bu krize müdahale etmesi ve kadınların korunması için adımlar atması gerektiği vurgulandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına son verilmesi ve bölgede barışın sağlanması için uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiği belirtildi. Bu trajik durum karşısında sessiz kalmak, sorumluluktan kaçmak anlamına geleceği için herkesin bu konuda duyarlı olması ve harekete geçmesi gerektiği ifade edildi.
İsrail ve Gazze arasındaki çatışmanın sona erdirilmesi ve bölgede barışın sağlanması için uluslararası diplomatik çabaların artırılması gerektiği vurgulandı. Kadınların ve çocukların bu çatışmalardan en çok etkilenen kesim olduğu göz önünde bulundurularak, onların korunması ve yardım edilmesi gerektiği belirtildi. Bu trajik durum karşısında sessiz kalmak, insanlık vicdanına ihanet etmek anlamına geleceği için herkesin bu konuda duyarlı olması ve gerekli adımları atması gerektiği vurgulandı.