İsrail ordusunun 7 Ekim tarihinden bu yana Gazze’de devam eden saldırıları, sivil katliamı beraberinde getirmiştir. Bu saldırılar sonucunda Gazze’de yaşanan insanlık dramı, dünya genelinde sert eleştirilere ve kınamalara neden olmuş, ancak İsrail’in bu durumu değiştirmeyi reddetmesi üzerine uluslararası toplumun çaresizliği daha da belirgin hale gelmiştir. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın açıklamalarına göre, son 24 saat içinde Gazze’ye düzenlenen saldırılarda 34 Filistinlinin hayatını kaybettiği, 96 Filistinlinin de yaralandığı belirtilmiştir. Gazze’de yaşanan bu trajedinin boyutları giderek büyümekte ve endişe verici seviyelere ulaşmaktadır.
İsrail’de yaşanan sivil katliamının etkisiyle, İsrail vatandaşları güvenlik endişeleri sebebiyle günlük yaşamlarında silahlanarak dolaşmaya başlamışlardır. Ülke genelinde silah edinmek için artan bir talep olduğu ve poligonlarda insanların atış yeteneklerini geliştirmek için yoğun bir şekilde eğitim aldığı görülmüştür. İsrail hükümetinin silahlanma kurallarını gevşetmesiyle birlikte, suç kaydı olmayan ve sağlık sorunu bulunmayan bireylerin bir hafta içinde silah ruhsatı alabildiği, ayrıca mermi sayısının da arttırıldığı belirtilmiştir. Bu durum, İsrail toplumunda endişe ve korku atmosferinin yayılmasına neden olmuş, insanların güvenliklerini sağlamak için kendi önlemlerini almaya çalıştıkları görülmüştür.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında yaşanan can kaybı ve yaralanma vakalarının artması, bölgedeki insani krizi derinleştirmiştir. Son verilere göre, İsrail’in 7 Ekim tarihinden bu yana düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 41 bin 118’e yükselirken, yaralı sayısının da 95 bin 125’e ulaştığı kaydedilmiştir. Bu rakamlar, bölgede yaşanan insani facianın boyutlarını gözler önüne sermekte ve uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
İsrail’in Gazze’deki sivil katliamı ve bu olayların yarattığı insani kriz, uluslararası arenada büyük endişeye sebep olmaktadır. Filistinli sivillerin hayatlarından endişe etmeleri ve güvenliklerini sağlamaya çalışmaları, bölgedeki gerginliği arttırmakta ve çözüm için acil adımların atılmasını gerektirmektedir. Uluslararası toplumun, bu insanlık dramına sessiz kalmaması ve etkili bir şekilde müdahale etmesi, bölgede barış ve huzurun sağlanması için önemli bir adım olacaktır.
