İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, 2,3 milyon Filistinlinin açlıkla mücadele ettiği ve yardımların engellenmesiyle kıtlığa sürüklenmesine neden olmaktadır. 7 Ekim’den beri devam eden saldırılar, insanların temel gıda maddelerine erişimde zorluk yaşamasına ve açlıkla mücadele etmesine yol açmaktadır. Özellikle kuzey bölgelerde durum daha vahimdir, hayvan yemleri yerine un kullanılarak ekmek yapılması gibi zorunluluklarla karşılaşılmaktadır.
Gazze’ye yapılan yardımların yetersizliği, İsrail’in bölgeye engellemeler yapmasından kaynaklanmaktadır. Mart ayında günde en az 500 tırın girişine izin verilmesi gerektiği belirtilmiş ancak yalnızca ortalama 165 tıra izin verilmiştir. Yardımların 3’te 2’si engellenmiş, buna rağmen uluslararası tepkiler karşısında İsrail’den yeterli bir adım gelmemiştir.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Gazze’ye günlük en az 500 tır ya da eşdeğer yardımın girişine ihtiyaç olduğunu belirtmiştir. Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini ise İsrail’in Gazze’ye giden yardım dolu bir kamyonu geri çevirdiğini ve kritik yardım malzemelerini yasaklı listesine aldığını açıklamıştır.
Gazze’deki insani krizin derinleşmesi ve açlıkla mücadelenin had safhaya çıkması, uluslararası toplumun dikkatini çekmektedir. İnsanların evlerinden edilmesi, temel ihtiyaçlara erişimin engellenmesi ve sağlık hizmetlerine erişimde zorluk yaşanması, Gazze’deki halkın maruz kaldığı sıkıntıları daha da artırmaktadır.
Sonuç olarak, uluslararası toplumun Gazze’deki insani krize müdahale etmesi ve İsrail’in engellemelerine karşı daha etkin bir şekilde adım atması gerekmektedir. Aksi halde, Gazze’deki insanlık felaketi daha da derinleşecek ve milyonlarca insan açlık ve susuzlukla mücadele etmeye devam edecektir.