İstanbul’da bulunan barajlardaki doluluk oranı bugün itibarıyla yüzde 59,49 olarak ölçüldü. Su miktarı ise farklı bölgelerde değişiklik göstermekte olup, Alibey’de yüzde 28,08, Büyükçekmece’de yüzde 56,23, Darlık’ta yüzde 61,38, Elmalı’da yüzde 64,17, Istrancalar’da yüzde 39,67, Kazandere’de yüzde 30,85, Pabuçdere’de yüzde 41,33, Sazlıdere’de yüzde 53,98, Terkos’ta yüzde 72,82 ve Ömerli’de yüzde 65,11 olarak kaydedilmiştir. Melen ve Yeşilçay’dan bu yıl 319,97 milyon metreküp su alınırken, içme suyu arıtma tesislerinden ise 654 milyon 82 bin metreküp su temin edilmiştir.
Bu yıl barajlara düşen yağış miktarı metrekare başına 359,68 kilogram olurken, kente su sağlayan baraj ve göletlerin biriktirme hacmi 868 milyon 683 bin metreküp iken, su miktarı bugün itibarıyla 518,73 milyon metreküp olarak kaydedilmiştir. İstanbul’a verilen su miktarı ise dün itibarıyla 3 milyon 245 bin metreküp olup, bu suyun 1 milyon 188 bin metreküpü regülatörlerden, 2 milyon 57 bin metreküpü ise barajlardan alınmıştır.
Son 10 yılın baraj doluluk oranlarına göre, 2014’te yüzde 19,34, 2015’te yüzde 79,06, 2016’da yüzde 63,08, 2017’de yüzde 71,88, 2018’de yüzde 73,38, 2019’da yüzde 69,36, 2020’de yüzde 58,13, 2021’de yüzde 68,02, 2022’de yüzde 67,47, 2023’te yüzde 38 olan doluluk oranı, bugün itibarıyla yüzde 59,49 olarak kayıtlara geçmiştir.
İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros’a göre, İstanbul barajlarındaki su değerlerinin son 10 yılın en düşük değerine ve doluluk oranının da son 10 yılın 4. en düşük değerine ulaşması, kente ciddi şekilde kuraklık yaşandığını göstermektedir. Bu durumun çözümü için her İstanbullunun su kullanımını daha verimli hale getirmesi gerektiğini belirten Toros, su tasarrufu önlemlerine dikkat çekmektedir.
Toros’un verdiği bilgilere göre, İstanbul’un geniş bir alana yayıldığı ve her damlanın önemli olduğu vurgulanmaktadır. Su tasarrufuyla barajlardaki suyun daha uzun süreli kullanılabilmesi ve kent genelinde su ihtiyacının azalması hedeflenmektedir. Ayrıca, yağmur hasadı gibi yöntemlerle suyun daha etkili kullanılması ve tasarruf sağlanması gerektiği vurgulanmaktadır. Toros, yaşanan kuraklık durumunun devam edebileceğini ve suyun verimli kullanılması gerektiğini belirtmektedir.
Sonuç olarak, İstanbul’daki su kaynaklarının giderek azaldığı ve su tasarrufu önlemlerinin hayati önem taşıdığı vurgulanmaktadır. Her bireyin su tüketimini kontrol altında tutarak ve su kaynaklarını etkili bir şekilde kullanarak, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir çevre bırakmak gerekmektedir.