Prof. Dr. Celal Şengör, İstanbul’da beklenen büyük depremin ardından yaşanacak olaylar hakkında düşüncelerini paylaştı. Özellikle, İstanbul’daki deprem riskinin yüksek olduğunu ifade eden Şengör, bu konudaki endişelerini detaylandırarak, halkı bilgilendirmeye çalıştı.
TUZLA’DAN SİLİVRİ’YE KADAR AĞIR HASAR ALACAK
Ünlü yer bilimci, Cansu Canan Özgen’in YouTube programına katıldı ve İstanbul’u ciddi şekilde etkileyecek olan depremin olasılıklarına dair açıklamalarda bulundu. Normal koşullar altında, 7 ve üzeri bir büyüklükte bir depremin yaşanmasının beklendiğini belirten Şengör, özellikle Tuzla’dan Silivri’ye kadar uzanan güney sahil hattının büyük zarar göreceğini ortaya koydu. Ancak asıl felaketin depremin hemen arkasından ortaya çıkacağını ifade etti.
KENT DIŞINDAN YARDIM GELMESİ ÇOK ZOR OLACAK
Şengör, İstanbul’da yaşanacak olan depremin ardından ciddi altyapı sorunlarıyla karşılaşılacağını ve bu durumun ne denli yıkıcı olabileceğini vurguladı. “İlk gün, sönmeyecek yangınlarla karşılaşacağız. İtfaiye ekipleri, ya enkaz altında kalacak ya da araçlarına ulaşamadıkları için yangınlara müdahale edemeyecekler. Kent dışından yardım gelmesi çok zor olacak. Bugün Türkiye’de deprem bölgelerine gönderilen ekiplerin yüzde 60’ı İstanbul’dan gidiyor. İstanbul yıkıldığında, bu oran tersine dönecek ve şehre çok az yardım ulaşabilecek” diyerek, durumun ciddiyetini gözler önüne serdi.
ŞEHİR AĞIR BİR KOKUYA BÜRÜNECEK
Prof. Dr. Şengör, depremin etkilerinin yaşanmasının ardından temel ihtiyaçlara erişim konusunda ciddi sorunlar yaşanacağını belirtti. Halkın açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceğini ve bunun yanında yağmaların da yaşanabileceğini ifade etti. Yeni havalimanının dolgu zemine inşa edilmesinin muhtemel bir depremin ardından ciddi hasar görmesine neden olacağını; dolayısıyla hava trafiğinin aksayacağını sözlerine ekledi. “Birkaç gün içinde şehirde açlık başlayacak. Yağmalar meydana gelecek. Ardından salgın hastalıklar görülecek. Enkazlar uzun süre kaldırılamayacak ve şehir ağır bir kokuya bürünecek. Ölmeyenler, o aşamadan sonra ‘Keşke ölseydik’ diyecekler!” şeklinde oldukça çarpıcı ifadeler kullanarak, durumun ciddiyetine dikkat çekti.
Celal Şengör’ün değerlendirmeleri, İstanbul için olası bir depremin ne denli yıkıcı olabileceğini gözler önüne sererken, bu noktada alınması gereken önlemlerin ve hazırlıkların önemini de vurguladı. Şengör, bu tür felaketlerin öngörülebilirliğine dikkat çekerek, toplumun deprem konusunda bilinçlenmesinin gerekliliğini savunuyor.
Böyle bir durumda, şehirde oluşacak can kaybı ve maddi hasar yanında, sosyal yapının da büyük ölçüde etkileneceğine dikkat çekildi. Yardım kuruluşlarının ve devletin bu tür acil durumlara hazırlıklı olması gerektiğini belirten Şengör, insanların bu konuda bilinçlenmesinin hayati önem taşıdığını vurguladı.
Sonuç olarak, Prof. Dr. Celal Şengör’ün yaptığı bu açıklamalar, İstanbul’un deprem tehlikesi ile ilgili yapıcı bir tartışma ortamı yaratmayı amaçlıyor. Bu noktada, kamuoyunun bu konuda hem bilgilendirilmesi hem de harekete geçirilmesi için resmi otoritelere önemli görevler düşüyor. Özellikle, deprem sonrası oluşacak durumların ciddiyetini göz önünde bulundurarak, şehirlerin bu tür doğal afetlere