İstanbul Üniversitesi Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonu’nda, 2024-2025 Geleneksel Akademik Yılı Açılış Töreni, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Törene İstanbul Valisi Davut Gül, Bahçelievler Belediye Başkanı Hakan Bahadır, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu ile İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar ve birçok öğretim görevlisi ile öğrenci katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından, İstanbul Üniversitesi’nin geleceğe yönelik vizyonunu anlatan ‘Perspektif 2053’ temalı kısa film izleyicilere sunuldu. Cevdet Yılmaz, burada yaptığı konuşmasında, yeni akademik yılın tüm öğrencilere, akademisyenlere, idarecilere ve üniversite mensuplarına hayırlı olmasını diledi.
Yılmaz, konuşmasında yükseköğretim alanındaki gelişmelere de dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde yükseköğretim alanına yapılan yoğun yatırımlardan bahseden Yılmaz, “Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine tüm illerimize üniversiteleri yaygınlaştırdık ve destekledik. Bugün 81 ilimizde üniversite bulunmaktadır,” dedi. Kadınların ve genç kızların eğitime erişiminin son 22 yılda en fazla önem verdikleri konulardan biri olduğunun altını çizen Yılmaz, yükseköğretimde okullaşma oranının geçmişte yüzde 14 iken, günümüzde bu oranın yüzde 51’lere ulaştığını, bu gelişimin toplumsal etkilerini önümüzdeki dönemlerde daha net göreceklerini ifade etti.
Yılmaz, eğitim alanında yapılan yatırımların yanı sıra öğrencilere sağlanan yurt imkanlarına da dikkat çekti. 20 yıl önce 182 bin civarında olan yurt yatak kapasitesinin, günümüzde 993 bine ulaştığını ve bunun da 1 milyonu geçeceğini vurguladı. Yılmaz, “Dünyada en fazla örgün öğrenci başına yurt sayısı olan ülkelerden biriyiz. Eski yurtlarla kıyaslanamayacak modern yurtlardır” diye ekledi.
Bütçenin eğitime ayırdıkları kısmını da açıklayan Yılmaz, “Bütçenin yüzde 14,8’ini eğitime ayırmış durumdayız,” dedi. Bu anlamda eğitimin, bütçede bir numaralı başlık olarak yer aldığını belirtti. Ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde sunulan bütçede en büyük payın eğitimde olduğunu ifade etti. Öğretim elemanı sayısının da 20 yıl önce 64 bin civarında iken, günümüzde 185 bine ulaştığını belirten Yılmaz, Türkiye’nin OECD ülkeleri arasındaki sıralamasının 8’inci olduğunu vurguladı. Bilimsel yayınlarda elde edilen yükselişten bahsederek, Türkiye’nin dünya sıralamasında şu an 29’uncu sıradan 17’nci sıraya yükseldiğini, 2053 vizyonunun ise ilk 10 ülke arasına girmeyi hedeflediğini aktardı.
Yılmaz, İstanbul Üniversitesi’nin, ARWU (Academic Ranking of World Universities) sıralamasında ilk 500 üniversite arasında yer aldığını ve bu başarısını yükseltmeyi beklediklerini de sözlerine ekledi. Kalite artışının ve nitelik artırmanın önemli olduğuna inanarak, üniversiteler ile özel sektör arasında iş birliğinin değerli olduğunu belirtti. İstanbul Üniversitesi’nin bünyesindeki Teknokentler ve AR-GE Merkezlerinin akademik bilginin üretilmesi ve bu bilginin ticarileşmesi bakımından büyük önem taşıdığını ifade etti. Ayrıca, Teknoloji Transfer Ofisi’nin üniversitenin gelecek çalışmalarında çok daha etkili olacağına inandığını sözlerine ekledi.