“`html
İstanbul’da 19 Mart tarihinde düzenlenen bir operasyonda gözaltına alınan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ardından, bugünkü operasyonda sosyal medyada paylaşım yapan veya çeşitli eylemlere katılan toplam 94 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında üniversite öğrencilerinin de bulunduğu ifade edildi.
Bugün (26 Mart 2023) sabah saat 06.00 civarında başlayan operasyon, 911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ettikleri iddiaları gerekçesiyle gerçekleştirildi. Gözaltına alınan kişiler, sosyal medyada “halkı sokağa çağırmak” amacıyla provokatif paylaşımlar yaptıkları ve böylelikle halk arasında korku ile panik yaratarak kin ve düşmanlığa tahrik ettikleri iddialarıyla karşı karşıya kaldı.
Tıklanır haber kaynaklarından elde edilen bilgilere göre, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, gözaltına alınanların sayısının oldukça fazla olduğunu belirtti. Baş, sabah saatlerinde birçok partili arkadaşının evlerine yönelik baskınlar yapıldığını açıkladı. Ayrıca, Başaran’ın açıklamasında “Antalya’da MYK üyemiz Yunus Başaran, İl Başkanımız Enes Keskin ve İl Yönetim Kurulu üyelerimizin de aralarında olduğu arkadaşlarımız ev baskınlarıyla gözaltına alındı. İzmir’de PM üyemiz Orhan Kiper ve öğrenci yoldaşlarımız gözaltında. Ankara, İstanbul, İzmir, Çanakkale’de de ev baskınları yapıldığını biliyoruz. Avukatlarımız yakından takip ediyor” şeklinde ifadelerinde yer verildi.
Operasyonun geniş bir coğrafyaya yayılarak Türkiye’nin farklı illerini kapsadığı, gözaltına alınanların yalnızca İstanbul ile sınırlı kalmadığını gösteriyor. Bu durum, Türkiye genelinde sosyal medya paylaşımlarının ve kamuya açık alanlarda yapılan gösterilerin, hükümetin kontrolü ve baskısı altında olduğunu gözler önüne seriyor. Sosyal medya üzerinden yapılan tüm paylaşımların dikkatle izlendiği, bu çerçevede demokratik hakların ve özgürlüklerin ne denli kısıtlandığı tartışmalara neden oluyor.
Gözaltına alınanların sayısının 94’e ulaşması, ülkedeki siyasi ortamı ve ifade özgürlüğünün geldiği noktayı sorgulatan bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Aynı zamanda, bu tür olayların halk üzerindeki etkisi ve sosyal hareketlerin nasıl sınırlanabileceği yönünde önemli bir dinamik oluşturuyor. TİP Genel Başkanı Erkan Baş’ın açıklaması, partinin ve destekçilerinin nasıl bir baskı altında olduğunu gözler önüne seriyor.
Gözaltına alınanlar arasında bazı üniversite öğrencilerinin olması, özellikle genç bireylerin toplumsal hareketlerde daha aktif bir rol oynamaya başladığını gösteriyor. Yetkililer ve birçok kesim, genç nüfusun herhangi bir barışçıl gösteri veya sosyal medya paylaşımı ile bile gözaltına alınabileceğini endişe verici bir durum olarak değerlendiriyor.
Bu operasyonla birlikte, Türkiye’deki siyasi tutumların nasıl şekillendiği ve medyanın, sosyal medyanın ya da toplumsal hareketlerin nasıl baskı altına alındığı konusunda tartışmalar artmaktadır. Gözaltıların ve baskınların, toplumsal hareketleri ne ölçüde etkileyeceği ve halkın bu durum karşısındaki tutumunun nasıl değişeceği merak konusu olmaktadır.
Sonuç olarak, İstanbul’da düzenlenen bu son operasyon, yalnızca gözaltına alınanlar açısından değil, Türkiye’nin özgürlük ve demokratik hakları açısından da önümüzdeki günlerde önemli bir tartışma konusunu oluşturacak gibi görünüyor. Özgürlüklerin ve sosyal medyanın kısıtlanması, toplumda derin bir bölünmeye ve güvensizliğe yol açabileceği gibi, gelecekteki toplumsal hareketlerin de yapısını etkileyecektir.
“`
