İstanbul Kadıköy’de 4 Ocak 2001 tarihinde 12 yaşındaki Hande Çinkitaş, evinde başına çekiçle vurularak boğazı kesilmiş halde ölü bulundu. Olayın ardından anne Handan Yılmazer, eski eşinin evinde kızının ölü bulunmasının ardından hukuk mücadelesi başlattı. Davanın uzun yıllar sürmesinin ardından baba Nezih Çinkitaş ve üvey anne Şehnaz Çinkitaş beraat etti. Ancak 2020 yılında Adli Tıp Kurumu, bıçak üzerinde yapılan DNA incelemesinde bıçağın keskin ucunda baba Nezih Çinkitaş’ın DNA profiline rastlandığını belirten bir rapor sundu.
Bu rapor sonrasında 19 yıl sonra Hande Çinkitaş’ın öz babası Nezih Çinkitaş ve üvey annesi Şehnaz Çinkitaş hakkında ‘Canavarca hisle eziyet çektirerek alt soydan akrabayı kasten öldürme’ suçundan iddianame düzenlendi. Ancak Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklara beraat kararı verdi. Bu karara itiraz eden anne Handan Yılmazer, İstinaf mahkemesine başvurdu. İstinaf mahkemesi dosyayı duruşmalı olarak tekrar ele alarak karar verdi.
Mahkeme, baba Nezih Çinkitaş’a ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vererek iyi hal indirimi uyguladı. Ancak mahkeme, Nezih Çinkitaş’ı tutuklamak yerine yurt dışı çıkış yasağı ile adli kontrol altında tutma kararı verdi. Üvey anne Şehnaz Çinkitaş ise beraat kararıyla serbest bırakıldı.
Anne Handan Yılmazer karara tepki göstererek adalet istedi. Yılmazer, mahkemenin kararıyla şaşkına döndüğünü belirtti. Avukat Hasan Kocabey de kararın kamu vicdanını rahatsız ettiğini ve adaletin sağlanmadığını belirtti. Kocabey, baba Nezih Çinkitaş’a verilen müebbet cezanın iyi hal indirimiyle çevrilmesini eleştirdi ve adaletin yerine getirilmediğini savundu.
Kocabey, dosyanın 19 yıl boyunca devam eden soruşturma sürecini ve sonrasında gelen DNA raporunu da hatırlatarak mahkemenin hatalı bir karar verdiğini düşündüğünü ifade etti. 12 yaşındaki bir kızın canavarca hislerle öldürülmesine rağmen baba Nezih Çinkitaş’a verilen cezanın yeterli olmadığını vurguladı. Handan Yılmazer ve avukatı Hasan Kocabey, adaletin sağlanması için mücadele etmeye devam edeceklerini belirtti.