İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinde gerçekleştirilen duruşmaya, bazı sanıklar ve avukatları katılım sağladı. Tutuksuz sanıklar Cem Özcan, Özkan Arıcan, Füzuli Şimşek, Dila Sultan Şimşek ve Nejdet Majoli, mahkeme salonunda hazır bulunarak, davanın sonucunu beklediler. Mahkeme heyeti, duruşmanın sonunda sanıklara son sözlerini sordu.
Sanıkların tamamı, duruşmada beraat taleplerini dile getirdiler. Mahkeme heyeti, duruşmayı tamamlayarak kararını açıklayacağını bildirdi. Sanıklar arasındaki Ahmet Ersin Tumlucalı, “devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etme” suçundan 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca, Tumlucalı’nın tutukluluk halinin devamına hükmetti.
Diğer bir sanık olan Benan Tumlucalı da aynı suçtan 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Benan Tumlucalı’nın da tutukluluk halinin devam etmesine karar verdi. Toplamda mahkeme salondaki tüm tutuksuz sanıkları da, aynı suçlamadan 15 yıl 7 ay 15’er gün hapis cezasına çarptırarak, hükümlü olarak tutuklanmalarına karar verdi. Tutuksuz sanıklar Cem Özcan, Özkan Arıcan, Füzuli Şimşek ve Dila Sultan Şimşek’in durumu bu şekilde sonuçlandı.
Mahkeme heyeti, sanıklardan Nejdet Majoli’nin ise “yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı” gerekçesiyle beraatine hükmetti. Bu durum, davadaki diğer sanıkların karşı karşıya kaldığı suçlarla ilgili önemli bir ayrımın ortaya konması açısından dikkat çekiciydi.
Davanın Geçmişi
Dava süreci, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan bir iddianame ile başlamıştı. Bu iddianamede, sanıkların özellikle İsrail istihbarat servisi MOSSAD’ın birimi olan Çevrimiçi Operasyon Merkezi (İÇOM) adına faaliyetlerde bulunduğu kaydedilmişti. İddianame, sanıkların Türkiye’de bulunan hedef gösterilen kişilerin fotoğraflarını çekme ve ikamet adreslerini ele geçirme gibi eylemlerde bulunduğunu detaylandırmıştı.
Yapılan suçlamalara göre, yedi sanığın “devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etme” suçundan 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti. Bu durum, sanıkların yargılanmasına yönelik toplumsal ve hukuksal bir tepki yaratırken, duruşmalardaki gelişmeleri de dikkatle izleyen kamuoyunu bilgilendirdi.
Böylesine ciddi bir suçlamanın yapıldığı davada, savcılar tarafından ileri sürülen delillerin ve sanıkların savunmalarının, Türkiye’nin iç güvenliği ve dış politikası açısından derin yankılar yaratması mümkün görünmektedir. Hem sanıkların hem de mağdurların kimlikleri, olayın ciddiyetini artıran unsurlar arasında yer almaktadır. Duruşmanın sonuçları, hem yargının işleyişi hem de uluslararası ilişkiler konusunda önemli bir etki yaratabilir.
Davanın seyrinin ve alınan kararların, ilerleyen süreçte nasıl şekilleneceği merakla bekleniyor. Her ne kadar birçok sanık beraat talep etmiş olsa da, mahkeme kararının ardından gelen tutuklamalar, davanın geleceği hakkında ipuçları veriyor. Hakimlerin ve savcıların alacağı kararlar, sadece bu davayla sını