İstanbul, Silivri ilçesi merkezli olarak meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremler sonrası önemli bir trafik yoğunluğu ile karşı karşıya kaldı. Bu sarsıntının ardından pek çok İstanbullu, güvenlik gerekçesiyle evlerini terk ederek yola çıkmayı tercih etti. Depremler, kentin çeşitli noktalarında yoğun bir araç trafiğine yol açtı ve bu durum, şehir içindeki yolların aşırı dolmasıyla kendini gösterdi.
Özellikle D-100 kara yolu ve TEM Otoyolu’nda, bazı kesimlerde araçların ilerlemesi oldukça zor hale geldi. Boğaziçi’nin önemli ulaşım hatlarından biri olan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü girişinde çift yönlü olarak yoğunluk yaşanmakta. Bu durum, hem Avrupa Yakası’na geçişte hem de Anadolu Yakası’na ulaşmaya çalışan sürücüler için büyük bir engel oluşturuyor.
Avrupa Yakası’nda, D-100 kara yolu üzerinde Edirne istikametine doğru Zincirlikuyu’dan Beylikdüzü’ne kadar uzanan bir trafik sıkışıklığı gözlemleniyor. Aynı zamanda, Ankara istikametine yönelen araçlar da Beylikdüzü’nden başlayarak 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne kadar uzanan bir trafik yoğunluğu içinde yer alıyor. Bu durum, sürücüler için zor ve stresli bir yolculuk deneyimi ortaya çıkarmakta.
Anadolu Yakası’nda ise, Üsküdar, Kadıköy, Ataşehir ve Ümraniye gibi önemli kesimlerde trafik sıkışıklığı yaşandığı bildirildi. Bu bölgelerdeki yollar, özellikle de merkez noktalarda, araçların ilerlemesini zorlaştıracak derecede yoğunlaşmış durumda. Bu nedenle, İstanbulluların günlük hayatı, depremin yarattığı sarsıntıyla birlikte ciddi bir aksaklık yaşamakta.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından sağlanan Cep Trafik uygulaması verilerine göre, 14.17 itibarıyla Anadolu Yakası’ndaki trafik yoğunluğu yüzde 74 olarak ölçülürken, Avrupa Yakası’nda bu oran yüzde 78 olarak kaydedildi. Kentin genelinde ise trafik yoğunluğu yüzde 76 seviyelerine kadar yükseldi. Bu rakamlar, depremin İstanbul üzerindeki etkisini ve günün ilerleyen saatlerinde trafikte yaşanabilecek sorunları gözler önüne seriyor.
Şehirdeki bu yoğun trafik, hem ilk acil yardım ekiplerinin olaylara müdahale etmesini zorlaştırmakta hem de günlük yaşantının hızla normale dönmesini engellemekte. Özellikle araçlarıyla yola çıkanlar, sabırlı olmanın yanı sıra, alternatif güzergâhları veya toplu taşıma seçeneklerini değerlendirmek zorunda kalabilirler. Depremin oluşturduğu bu olumsuz etki, İstanbulluların sosyal yaşamını ve iş yaşamını da derinden etkileyebilir.
Toparlayacak olursak, İstanbul’da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremler sonrası oluşan trafik yoğunluğu, hem kent içindeki ulaşım akslarını etkilemekte hem de vatandaşların güvenli bir şekilde hareket etmelerini zorlaştırmaktadır. Şehirdeki bu karmaşa, ilerleyen günlerde de sürmesi beklenen bir durum olarak, İstanbul’un dinamik yapısını bir süre daha etkilemeye devam edeceğe benziyor.